Ali, Ankara'da mühendislik okurken aldığı acı haberle babasının ölümünü öğrenir ve Rize'ye geri döner. Annesi ve ablasına destek olmak için bir ahşap atölyesinde çalışmaya başlar. Ancak bu atölye, eski ilkokul arkadaşı Cihan'ın babasına aittir. Yılların ardından tekrar buluşan ikili, geçmişin hesaplaşmalarıyla ve duygusal çatışmalarla yüzleşir. Cihan'ın öfkesi ile Ali'nin kararlılığı arasında kıvılcımlar uçuşur ve bu kıvılcımlar, ateş gibi tutkulu bir aşka dönüşür.
Lazca "ateş" anlamına gelen "Daçxuri", kaybın, sorumluluğun ve aşkın hikayesi.
--
18 yaşın altındaysanız hikayemi okumamanızı tavsiye ederim. Seks içeriği ve argo kullanımı bolca bulunuyor. Ayrıca baba kaybı konusu bazıları için tetikleyici olabilir.
Keyifli okumalar :)
"Evdeki hizmetçiler neyse sende o sun"
zorundalıkda olsa ben onun karısıydım.
"Bekaretini bozduktan sonra sana asla elimi bile sürmeyeceğim şu karşıdaki koltukda yatıp kalkacaksın asla yakınıma gelmeyeceksin!" dedi kalın sesiyle.
Ben bir ömür bu adamla nasıl evli kalacaktım.