Ben podyuma ait olduğum kadar onun karanlığına da aittim; ben karanlığın ortasındaki o ışık olacaktım. İsmim büyük harflerle anılacak, topuk seslerim sürekli duyulacaktı. İsmim hafızalarda yer edinecek, herkesin aklının bir köşesinde ben olacaktım. Ben Alin Artemis, her daim hatırlanan olacaktım. İstediklerimi yerine getirmeden o podyumda yürümeyi bırakmayacaktım. Sizin prensesiniz, kendimin ise cadısı olacaktım. Çünkü bilirsiniz ki prensesler ve cadılar da birbirlerine muhtaçtı. çünkü karanlığın ışık olmadan bir anlamı yoktu. Yıllarca akılda kalmalarının tek sebebi de buydu.