!!UYARI!!: Bu kitap +18 ögeler, cinsellik, argo, küfür ve dahasını içerebilir! Rahatsız olacaklar okumasın lütfen..!!
__
__
Türkçe karşılığı "İkili denge" olan Dualite terimi, felsefi açıdan; doğada ve insan yaşamında karşılaştığımız zıtlıkların ayrıştırıcı değil, aksine tamamlayıcı olduğunu söyler.
Yani "iyi" olmadan "kötü" anlamını yitirir. Siyah yoksa, beyazın olması da bir şey ifade etmez. Aydınlığı bilmeden karanlığı sevemeyiz mesela.. Ya da gündüz olmasa, gece bu kadar da anlamlı olmazdı herhalde..
Zaten çocukluğumuzun mihenk taşı olan "Ateş ve Su" oyunu bile buna bir örnek değil mi..?
Ne zamanki ikisinden biri ölür; işte o zaman biter oyun.
Peki gerçekten de böyle miydi hayat?
Sizi bilmem ama, Yağmur için ciddi anlamda karmaşık bir mevzuydu bu. Bir yanında Savaş, bir yanında Barış vardı ve hayatının her anında da böyle olmuştu hep.. İkiz olmalarına rağmen asla benzemeyen bu iki çocukla bir nevi başı beladaydı Yağmur'un.
Çünkü her konuda zıt olan Savaş ve Barış'ın tek bir ortak noktaları vardı bu hayatta. O da sevdikleri kızdı; Yağmur'du.
Peki ne olacaktı böyle? Zıtlıklar yine başarabilecek miydi birbirleriyle uyum içinde olmayı..? Yoksa Yağmur bu dengeyi, Dualite'yi bozan bir rol mü üstlenecekti bu tuhaf aşk üçgeninde..??
Tüm bu sorulara cevap bulmak istiyorsanız, durmayın, gelin içeri! Bu eğlenceli yolculuğa hep beraber çıkalım..
__
__
Not: Bu kitapta var olan karakterler önceki kurgularımdan tanınıyor olsa da kitaba başlamak için onları okumanıza gerek yok!! Yani onlardan bağımsız bir kurgu bu..
Biraz eğlenmek istiyorsan satırlarımda buluşalım, ama bir tık cringe olmayacağımın sözünü veremem :) Eee, n'apalım, işin eğlencesi orada! Beni de böyle kabul ediyorlar..
Melis, annesinin kaderini yaşayan bir genç kızdı.
Babası ve abisi tarafından ayak bağı gibi görülür ve onlar için para kaynağı olmaktan ileri gidemezdi. Ama günün birinde, celladı olan kişi ona hayatının aslını gösterdi, bir intikam uğruna ailesinden koparıldığını söyledi.
Seneleri acıyla geçen Melis, kendini yepyeni bir sayfa açmış halde buldu ama hiçbir şey beklediği gibi değildi. Olamazdı. Çünkü onun sevilmeyecek çok yanı vardı.
"Koskoca evinize bir beni sığdıramazdınız. Madem sığdıramayacaktınız, o zaman beni o cehennemden neden kurtardınız?"