Story cover for YARALARIMI SAR [Düzenleniyor] by Elifyazarrr
YARALARIMI SAR [Düzenleniyor]
  • WpView
    Reads 67,719
  • WpVote
    Votes 343
  • WpPart
    Parts 1
  • WpView
    Reads 67,719
  • WpVote
    Votes 343
  • WpPart
    Parts 1
Ongoing, First published May 14, 2024
1 new part
"Sen bana şifa olmak istiyorsun, Yaralarımı Sar'mak istiyorsun," dedi ellerini yanaklarıma koyarken. "Ama sen acılarıma merhem oldukça yaralarım hiç kapanmıyor, aksine daha da alevleniyor Alev."

Alnını alnıma yasladı. "En derin acıların bile yarası kabuk bağlarmış, Alev."

Gözlerim kapandı. "Ama benim ki Yara desen yara değil, kabuk desen de yara olmadıktan sonra kabuğun ne haddi olur! Sen bana yar olduktan sonra, yaralarım yara olmaktan çıkıyor be Alev...

Dudaklarım acı bir tebessümle kıvrıldı. "Ben o karanlığı yaşarken, bir tek seninle aydınlandım Sancak, bir tek seninle aydınlanmıştım. Ama şimdi... beni yine o karanlıkta boğma Sancak, beni yine o karanlıkta yalnız, sensiz bırakma..."
All Rights Reserved
Sign up to add YARALARIMI SAR [Düzenleniyor] to your library and receive updates
or
#8yara
Content Guidelines
You may also like
KIYI GÜNEŞİ  by DuruMavii
2 parts Ongoing
Elisa, on sekizine girdiği gün açlıktan, savaştan ve sağanak gibi yağan bombalardan daha fena bir şey olduğunu öğrendi; Döneceğine söz verip dönmeyen bir adam. "Uyuduğum zaman açlığımı unutabiliyorum. O anlarda bombardımanın sesini bile duymuyorum. Sonra güneş doğarken, çıplak ayaklarımla sana koşuyorum ve Beyaz İnciyi kıyıya yanaştıracağın anı gözlüyorum. Buradayım, Vetnika Kıyısıyla birlikte utangaç kollarımı açmış seni bekliyorum." Beyaz İncinin yakışıklı kaptanı Antoni Denis Porowski'nin gemisi bir daha Vetnika Kıyısına yaklaşmadı. Oysa Elisa, titreyen bakışlarıyla Antoni'nin acı yeşil bakışlarından bunun sözünü almıştı. Elisa umutsuz bir gündoğumunda, iskelede oturmuş ayaklarını suda yüzdürürken, bir geminin yaklaşmakta olduğunu gördü. Heyecanla ayağa kalktı. Kalbi boğazında atıyordu ki arsız bir kurşun omzuna saplanıp kaldı. Bir kurşun bacaklarının arasından geçti, bir diğeri sol kulağının yanından. Anladı ki kurşunlar ve bombalar bu kez işgal için gelmişti kıyılarına. Olduğu yere yığılıp kalırken, gözlerini açtığında baş edeceği şey artık yalnızca açlık ve savaş değildi. Tüm ailesini yitirmenin acıyla esir edilen cılız bedenine, beklemekten yorgun düşmüş kalbi de eşlik etti. "Dönmeyişine kızmayacağım. Eğer bir gün dönersen, beni bulamayacak olmana kederleneceğim. Boynumdaki asker kolyene dokunup hayatta kalacağım ve bekleyeceğim Antoni. Kaderin, bizi bu hengamenin ortasında yeniden bir araya getirmesini bekleyeceğim."
EMANET by aysegulkalayzengin
51 parts Complete
Bebeği lösemi olan Arslan ile kardeşinin beyninde tümör olan Ayşegül, çaresizlik dolu bir dönemde kaderin ağlarını örmesiyle karşılaşır. Onların çaresizlikten başlayan zoraki evlilikleri, acaba güçlü bir aşka yuva olabilecek miydi? "Sakin misin?" diye sorduğunda, iyice yaklaştı. "Sakinim." Onun sözlerinden cesaret alarak, dudaklarıyla dudaklarına dokundu ama ansızın yüzüne yediği tokatla, şaşkına döndü. Ayşegül'ün tedirgin bakan ela gözleri, kırpışan kirpiklerinin altında fazlasıyla masum duruyordu. "Özür dilerim." "Önemli değil... Şimdi ben seni tekrar öpeceğim ve sen bana tokat atmayacaksın." "Sen öpeceksin, ben tokat atmayacağım." "Aynen öyle..." "Tamam." "Öpüyorum." "Öp..." "Tokat yok?" "Tokat yok." Arslan, dudaklarını hafifçe onun dudaklarına değdirdiğinde, Ayşegül istemsizce geri çekildi. Onun gerilemesiyle, Arslan ona doğru yaklaştı. "Kaçarsan olmaz." "Kaçmamam lazım, evet!" "Ayşegül, sakin kal..." "Sakinim. Gayet sakinim!" Karısının titreyen ellerini tuttu ve dudaklarına götürüp öptü. Onu yatıştıracak başka bir çare bulamamıştı. Onun derin bir şekilde nefes almasıyla, rahatlamaya çalıştığını gördü ve tekrar denedi. Dudaklarını onun dudaklarına yakınlaştırdı ve ansızın Ayşegül'ün onu öpmesiyle şaşkınlığa uğradı. Geri çekilen Ayşegül, telaşla söylendi. "Çok pardon! Sen öpecektin, ben tokat atmayacaktım! Ben yanlışlıkla öptüm!" Arslan, kıza şaşkınca baktı. Bu kız gerçek miydi? "Biz öpüşmeye bu kadar zaman harcadıysak, gerisi..." diyen Arslan, geri çekilip önüne döndü. Ne yapsaydılar acaba? Sakin yaklaşınca, becerememişlerdi. Bir anda mı olsaydı? Bir de onu denemek isteyerek tekrar karısına döndü ve ansızın dudaklarına yapıştı. Uzun öpücüğü, nefes almak adına sonlandığında, tekrar yanağına yediği tokatla şaşkınlığa uğradı. "Ayşegül, tokat yok demi
Karanlığın Tutsağı +18 by lyrdaas
44 parts Ongoing
"Benden kaçabilirsin sanıyorsun, ama adımların nereye giderse gitsin, gölgen yine bana ait. Adını bile fısıldamadan yaşayamam; sen, kendini unutsan bile bende kalacaksın." Alpay Aras Demirkıran "Onun karanlığında boğulmakla, onsuz yaşayamamak arasında kaldım... ve galiba ikincisi daha korkutucu." Simay Altan Gazeteci olan Simay, kimsenin cesaret edip eline alamadığı dosya üzerinde çalışmaya başlar. Bu dosya, kimsenin dokunmaya cesaret edemediği mafya patronu Alpay Aras Demirkıran'ın dosyasıdır. Bunun hayatındaki en büyük haber olacağını sanıyordu. Oysa bu, hayatını geri dönüşsüz bir şekilde çalacak adamla tanışmasının başlangıcıydı. Sigara dumanı, yağmur kokusu ve tehlikenin çekici yüzü... Simay, her adımda daha çok karanlığa çekiliyordu. Ve bazen, en büyük hata; gerçeği ararken, onu koruyacak olanın aynı zamanda seni mahvedecek kişi olmasıydı. -Kesit- "Sana olan bu his," diye başladı, parmakları kucağındaki tenimi okşarken. "Bu, sadece bir aşk değil. Bu, benim varoluşumun tek nedeni. Sen, benim son sığınağım, ilk ve tek zaafımsın." Aras... Bu adam... O, bir mafyaydı. Kanlı elleri, karanlık sırları ve tüm dünyayı yönetme gücü vardı. Ama bana baktığında, o kehribar gözlerde gördüğüm şey... o, dünyanın en büyük zayıflığıydı. Ve o zayıflık, bendim. ​Bana "zaafım" demesi... Bu, bir milyon dolarlık mücevherden daha değerliydi. Onun laneti bendim... Eğer ben onun ilk ve tek zaafıysam, oda benim son ve tek sığınağımdı Ve biliyordum ki, bir gün o zaafı için dünyayı yakarsa, ben o alevlerin içinde gülümseyerek yanacaktım. Not:Bu kitapta bol bol smut içerik olacak yani +18 sahneler, argo kelime küfür vb. şeyler ön planda. Rahatsız olanlar okumasın lütfen.
You may also like
Slide 1 of 10
KIYI GÜNEŞİ  cover
ZAKKUM ÖPÜCÜĞÜ  cover
MALKOÇOĞLU cover
Geçmişin İzleri// cover
EMANET cover
Korumam (+18)  cover
Karanlığın Tutsağı +18 cover
Döneceksin Diye Söz Ver cover
Bana Gücü Tanımlar Mısın? cover
YÜSRA cover

KIYI GÜNEŞİ

2 parts Ongoing

Elisa, on sekizine girdiği gün açlıktan, savaştan ve sağanak gibi yağan bombalardan daha fena bir şey olduğunu öğrendi; Döneceğine söz verip dönmeyen bir adam. "Uyuduğum zaman açlığımı unutabiliyorum. O anlarda bombardımanın sesini bile duymuyorum. Sonra güneş doğarken, çıplak ayaklarımla sana koşuyorum ve Beyaz İnciyi kıyıya yanaştıracağın anı gözlüyorum. Buradayım, Vetnika Kıyısıyla birlikte utangaç kollarımı açmış seni bekliyorum." Beyaz İncinin yakışıklı kaptanı Antoni Denis Porowski'nin gemisi bir daha Vetnika Kıyısına yaklaşmadı. Oysa Elisa, titreyen bakışlarıyla Antoni'nin acı yeşil bakışlarından bunun sözünü almıştı. Elisa umutsuz bir gündoğumunda, iskelede oturmuş ayaklarını suda yüzdürürken, bir geminin yaklaşmakta olduğunu gördü. Heyecanla ayağa kalktı. Kalbi boğazında atıyordu ki arsız bir kurşun omzuna saplanıp kaldı. Bir kurşun bacaklarının arasından geçti, bir diğeri sol kulağının yanından. Anladı ki kurşunlar ve bombalar bu kez işgal için gelmişti kıyılarına. Olduğu yere yığılıp kalırken, gözlerini açtığında baş edeceği şey artık yalnızca açlık ve savaş değildi. Tüm ailesini yitirmenin acıyla esir edilen cılız bedenine, beklemekten yorgun düşmüş kalbi de eşlik etti. "Dönmeyişine kızmayacağım. Eğer bir gün dönersen, beni bulamayacak olmana kederleneceğim. Boynumdaki asker kolyene dokunup hayatta kalacağım ve bekleyeceğim Antoni. Kaderin, bizi bu hengamenin ortasında yeniden bir araya getirmesini bekleyeceğim."