Eldrion Krallığı'nda düzenlenen büyük balo, ihtişamlı şatoda görkemli bir kutlama olarak başlar. Ancak, yarı elf yarı insan olan Dephanie, bu gösterişin ardında dönen karanlık entrikaları hissetmektedir. Geçmişin dostu, şimdinin düşmanı olan Ravian'ın gözleri üzerinde olduğunda, her şey daha da karmaşık bir hal alır.
Çocukluk arkadaşları olan Dephanie ve Ravian, şimdi birbirlerine karşı derin bir öfke ve düşmanlık beslemektedir. Dephanie, içkisine katılan zehir yüzünden aniden bayılır ve uyandığında kendini Ravian'la zoraki bir evliliğin içinde bulur. Bu evlilik, sadece krallıkların barışını sağlamak için değil, derinlerde yatan karanlık bir gücün planlarının bir parçasıdır.
Eldrion'un sürgün edilmiş zalim kraliçesi, intikam hırsıyla geri döner ve krallığı kana bulayan bir savaşı başlatır. Dephanie ve Ravian, hem içsel çatışmalarını çözmek hem de krallıklarını korumak için zoraki birlikteliklerini güçlü bir ittifaka dönüştürmek zorundadır.
Büyü ve kılıçların çarpıştığı kanlı savaşlarda, Dephanie ve Ravian, hem düşmanlarıyla hem de içlerindeki karanlıkla yüzleşirler. Aralarındaki nefret, tutkuya dönüşürken, entrikalarla dolu bu dünyada aşkları bile ölümcül bir tehlike taşır.
Gökleri inletecek derecede yağan yağmur küçük köyümüzü bertaraf edebilir güçlükteydi. Şimşeklerin çıkardığı korkunç seslerle bedenim bir kez daha titrerken yersiz olan bu korkuma mâni olamamıştım. Bir süre gözlerim kapalı bir hâlde gök gürültüsünü ve yağmur damlalarının pencereme sert vuruşunu dinledim. Çok geçmeden gözlerimi istemeye istemeye araladım. Uyumadan önce odamı aydınlatması için yaktığım üç mum yavaş yavaş etkisini yitirerek erimişti.
Uyuşuk adımlarla yatağımı terk edip pencereden dışarıya doğru kaçamak bir bakış attım. Yoğun yağan yağmurdan dolayı dışarıyı pek net görememiştim. Derin iç çekişimle birlikte sırtımı dönmek üzereyken ansızın duyumsadığım ve anlamlandıramadığım bir koku genzimi yakarak etrafımı sardı.
Kaşlarım anında çatılırken hemen arkamda bir gölgenin, sıcak bir nefesin tazeliğini hissetim. Nefesimi tutarak hareketlendiğimde hissetiğim o sıcak nefes yüzümü okşayarak geçmişti. Kalp atışım anında hızlandığında korkumu varlığını bilmediğim adamdan gizlemek istedim. Evimde daha doğrusu gecenin bir vaktinde yatak odamda tanımadığım bir adamla bir başımaydım!
Kim bu yabancı?
Gözlerim karanlığın örtemediği çehresini incelerken alıp verdiği sıcak nefesler yüzümü yalayıp geçiyordu. Boğazımda düğümlenen bağ yavaşça çözümlenirken kendimi ona bu sözleri söylerken buldum. Kesinlikle çıldırmış olmalıyım! "Bir katil olmayacak kadar güzel, bir yabancı olmayacak kadar yakınsın. Söyle bana... kimsin yabancı?"
Dilimden firar eden sözlerin şaşkınlığından sıyrılamadan yabancı halimden keyif almışcasına bir ses çıkararak dudaklarını araladı.
"Buldum seni ukala eşim."
Not: Wattpata yayınlanan ilk Suyun Fısıltısı adlı kitabıdır.