13 parts Ongoing MatureBilgiledirme; Kitapta çok az texting vardır.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?" Hafifçe yükselttiği sesine hiçbir tepki vermedim. Eliyle kasayı işaret etti. "Bunun yerini nerden biliyorsun? Bu kadar detaylı her şeyi nerden biliyorsun?" Bana doğru bir tık yaklaştı bunu söylerken.
İçimde dolan nefret, tabancanı çıkar babanı vurdukları gibi vur, diyordu. Bunu yapabileceğimi en iyi ben biliyorum, bundan korktum. Onu vurmak istiyordum ama onu öldürmek? Henüz değil.
"Ben daha neler öğreneceğim, neler yapacağım gör." Dedim, yüzündeki nefretin aynısı benim yüzümde de mevcuttu. "Her şeyin bir karşılığı vardır ve bu sadece başlangıç, Koray." Dediğim an aramızda kalan mesafeyi kapattı ve elini arkamdaki duvara yerleştirdi. Yüzümle onun yüzünün arasındaki mesafe azdı, nefesini yüzümde hissedecek kadar. Burnundan nefesi alıyor, sinirle geri veriyordu. Alnından geçen damar da ne kadar belirginleştiğini yakından daha iyi görüyordum. Sırtım hâlâ duvara değiyordu.
"Ne yapacaksın?" Diye sordu dişlerini sıkarak. "Söylesene ne yapabilirsin ki bundan başka?" Başıyla etrafı işaret etti ve çok geçmeden ifadesiz yüzü dağıldı ve birden gülmeye başladı. Sıcak değildi. "Ne yapabilirsin?" Gülüşü yavaşça soldu ve benden uzaklaştı.
Ağrıyan omzumdan ve yorulduğum için duvara yaslanıyordum, böylece aramızda bulunan boy farkı biraz daha artmıştı. Altan altan ona baktım. "Ne mi yapacağım?" Diye sordum dikleştiğimde, gözleri beni buldu ve kaşları çatıldı. "Ne mi yapacağım?" Tekrardan sorduğum soruyla duvardan ayrıldım ve bir adım attım ona doğru. "Demirlerden herkesin canını tek tek alacağım, tek bir insanın bile Demir soyadını taşımayana kadar." Kaşlarını öyle mi? dercesine kaldırdı. "Ve seni en son hayatta bırakacağım. Kardeşini, babanı, anneni." Bir şey hatırlamış gibi gülümsedim. "Ah doğru, annen zaten kendini öldürmü-" cümlem