!Eski kurgusudur, yeni kurgu yazarın hesabındadır!
Elimdeki kan süzülüp yetimhane koridoruna düşerken aklımdaki tek şey zihnimde olan eski anılarımdan bir adamın sözüydü. "Ölmek için yaşa, yaşamak için öl." Ben hep yaşmayı seçmiştim ben hep ölmüştüm. Bir cinayet işlediğimde 14 yaşındaydım, 14'ümün elleri kan. Koridorda benden başka kimse yok, adım seslerim yankılanıyor boş beyaz duvarlarda.
Ben kim miyim? Miras derler. Herkes kadar yakın herkes kadar kimseyim sana. Herkes kadar kimseyim. Miras derler. Beyaz elbisem kanrevan, yüzümde kan damlaları, elimde ise bir silah. Bir yere oturup ağlayasım var, silah ile kafama sıkasım var. Ellerim kirli, insanlar kirli.
Adım atacak mecalim kalmıyor, biliyorum yaşatmayacaklar beni. Koridorun sonu gelmiyor başımı pencereye çeviriyorum. Gece kana bulanmış aynı ellerim gibi. Polis arabasının sesi duyuluyor uzaktan. Kaç diyor aklım, sık kafana diyor kalbim. Kafama silahı dayıyorum ve parmağımı tetiğe koyuyorum. Her daim kalbim kazanıyor. Polis arabasının sesi yakınlaşıyor aynı ölümün bana yakınlaştığı gibi. Ufak bir tebessüm bırakıyor dudaklarım. Biliyorum yaşatmayacaklar beni. Kaçamam kaderden fakat kaderi kendim yazabilirim. Tetiğe daha fazla baskı yaptım, pencereden bana gülen Ay'a güldüm ve sıktım. Sana bir sır vereceğim, sırlar saklanmalı unutma. O gece o yetimhane de üç kişi vardı, bir cinayet işlendi fakat iki kişi öldü. Sırlar saklanmalı, unutma. O gece o küçük çocuk ölmedi fakat ruhu binlerce kez intihar etti, onun haberi yok. Haberlerin manşeti ise belliydi. "Yıkık dökük bir yetimhanede bir çocuk cinaneyet işledi!" Kimse o küçük kızın intihar ettiğini yazmadı.
!ÇALINTI GİBİ OLAYLARDA HUKUKSAL EYLEMLER BAŞLATILACAKTIR. KİMSENİN EMEĞİNİ ÇALMAK HİÇ HOŞ DEĞİLDİR!
"Sakin ol." Dudaklarını kulağıma yaslayarak kurduğu cümle daha fazla çırpınmamdan başka bir şeye yaramadı. Etkisinden kurtulmak için varlığından uzaklaşmam şarttı. Uzaklaşmalıydım.
Dudaklarıma bastırdığı eline doğru bağırdım fakat bağırtım boğuk bir iniltiden öteye gitmemişti.
"Seni bırakmam için önce sakin olman gerekiyor güzel eva." Şiir gibi sesi dudaklarından tenime rüzgar misali esip geçti. Açıkta kalan tenime temas eden elini yavaşca hareket ettirmeye başladı. Eline doğru içli içli nefesler verdim. Göbeğimin çevresinde dolaşan sıcak parmak uçları her bir hücremi titretti. Yavaş ve tahrik edici dokunuşları tenimi yakıp kavurdu.
Yapmamalıydı bunu. Ona olan öfkem kendini bitirecek kadar fazlayken böyle yapmamalıydı. Kokusunu soluduğumda ne ara sakinleşmeye başlamıştım? Tenime dokunmamalıydı mesela, dokunuşları ne ara beni mahvedecek kadar etkiliyordu.
Sıcak dokunuşları göbek deliğimin çevresinde devam etti, sırtımı göğsüne daha da bastırdı. Bayılmama çok az kalmıştı. Son bir irade kırıntısıyla ağzımı kapattığı elini ısırdım benden uzaklaşması için. Kıpırdamadı bile. Hatta lanet olasıca adam acıya dair tepki bile vermedi. Onun yerine sırtımı göğsüne daha sert yasladı, başını boynuma iyice yerleştirip burnunu tam şah damarımın üzerine bastırdı. Yine içine derin bir nefes çekti. Neden inatla kokumu içine işlemesini istercesine soluyordu.
"Böyle yaparak senden uzak kalmış tenimin daha da alevlenmesini sağlıyorsun lâl gülü. Rahat dur" Boynuma doğru gelen karanlık fısıltısı kanımı fokurdattı. Pislik adam resmen onu ısırmamdan tahrik olduğunu ima ediyordu!
🌹🌹
Seçim kimisi için ödül, kimisi için ceza ama seçimi yapan kişi için ölümdür.
IŞIK YILI...