Omut'un Yedinci İmparatoru hastalanmıştı, sağlığı günden güne kötüye gidiyordu. Geride bıraktığı varisi tahta çıkmalıydı. Ve çıkması için İmparatoriçesine ihtiyacı vardı. İmparatoriçe daha beşikteyken belirlenmişti. Daha el kadar bebekken halkının canı için kurban olmuş, omuzlarına koca bir yük bırakılmıştı. Ama buna rağmen başı hep dik, kendisi korkusuzdu. Göbek adı Cesaret'ti! Ona başka türlüsü de yakışmazdı çünkü o TURAN'ın Kızıydı!
"Ben TURAN'ın Kızı! Gururunu halkı için feda etmek zorunda olan Prenses. Baş eğmemeye and içtim, eğmeyeceğim de. Düşmanlarımın ayağıma taktığı bu prangayı boyunlarına tasma edeceğim!"
"Bundan yirmi iki yıl önce seni o beşikte gördüğümde, benim olmanı istediğimi düşünmüştüm. Kalbimi, aklımı o gözlerin çalmıştı. Küçük kalbim senle pırpır ettiğinde daha sekiz yaşındaydım. Ve o andan yirmi iki yıl geçmişti. Zaman, dünya, ben, her şey değişmiş bir tek benim hala seni görünce titreyen kalbim ve senin o huysuz bakışların değişmemişti. Sen benim Omut'umsun; doğduğun günden beri. Ve bir Omut gibi beni içine çekiyorsun TURAN'ın Kızı!"
***
Kitabın çalındığını görür ya da farkederseniz lütfen bana bildirin! Kitabın bütün hakları bana aittir! Çalınma gibi bir durumda karabasan gibi basarım :)
Kitap günümüzden 160 yıl sonrasını anlatmaktadır!
Çok riskli bir ameliyat sonrası mafyalardan kaçan doktor Ezgi kendini bir parti yatına atar. Yatta karşılaştığı çete liderine kendini ajan olarak tanıtan doktor Ezginin hayatı artık çok farklı yol almaya başlar.