Selam Sevgilim;
Bugün doğum günün. İyi ki doğdun... Demek isterdim ölüm yıldönümünde. Bilirsin önem vermem pek doğum günlerine ama ölüm yıldönümünü kutlamak benim için bir şereftir. Tüh, bak ölümünden bahsetmeyecektim ama konu açılmışken fikrimi belirteyim. Değil mi?
Çok erken gittin. Hiç böyle diyeceğim aklıma gelmezdi. Sen ve... Ölüm! Cidden çok komik. Sen mezardasın, en yakın arkadaşın ise hapishanede. Ne acıklı bir hikaye. Öyle değil mi??
En yakın arkadaşından beklemezdin böyle bir şey. Eee beklemezdin sen. Çünkü herkesi kendin gibi sanırdın. Yazık oldu sana. Belki de kankin öldürmedi seni, belki de böyle bir şeyi yapacağını düşünmediğin biri öldürdü ve suçu bana takıntılı en yakın arkadaşına attı. Böylesi daha kolayına geldi, belki de. Belki de... Bendim seni öldüren. Son anında var mıydım? Desene bana! Kimseye güvenilmeyeceğini söylemedi mi annen sana? Hah, duyamadım?
Şuan mezarının yanındayım. Parçalanmış kemiklerin var sadece şurada. Bir bütün halinde bile değilsin! De hadi bana, "Hak etmedim!" de!
Yoook. Hak ettin! Sen de biliyorsun bunu. En yakın arkadaşınla aynı kızı sevmenin cezası bu olsa gerek! İkinizde hayatınızı doğru düzgün yaşayamadınız bile. Yazık! Çok yazık!
Kahkahalar atıyorum, bunu yazarken sana. Biliyorum, okuyamayacaksın bunu. Ama çok eğlenceli. Sen de denemelisin.
Son bir soru. Sen neden öldün ya da öldürüldün? Sahi en yakın arkadaşın neden hapishanede?
Neyse seni çoook çok öpüyorum. İyi geceler sana sevgilim. Geri dönülmez bir gecenin sonu daha senin için. Ben hayatımı yaşamaya gidiyorum. En yakın arkadaşınla iyi geceler size.
İyi uykular hayatım.
Seni çok ama çoook seven sevgilin
Vera GÜNAY ♥
04.10.2024: #1 kanalizasyon
"Bana ocüymüş gibi bakmayı kes. İnsanım." Derin bir nefes aldıktan sonra dolunaya baktım. Bu gece beni aydınlatmak ona düşmüştü. "Ayrıca göbeğin sana pek yardımcı olmuyor. O ağaç senden birkaç beden daha küçük." Beklediğim gibi birkaç homurtu duyduğumda ağacın arkasına saklanan genç çocuk kendini açık etti. Titreyen bedenini gördüğümde sıkkın bir nefes bıraktım.
"Şu gözlerini çek üzerimden velet."dişlerimi sıkarak söylediklerim onu daha da korkutmuş gibi titremesi arttığında kendimden bir kez daha iğrendim. Üzerimde üniformam ile birçok çocuğun hayalini süslerken başka bir çocuğu benliğimle korkutuyordum.
"Korkacak bir şey yok. Bir tanıdık." Kaşlarımla arkamdaki mezarı işaret ettiğimde çocuk kalkan kaşları ile bana sanki bir hayaletmişim gibi bakmaya devam etti. "Ne var ulan?! Babamızın mezarına ziyarete geldik işte! Niye mezardaki benmişimde dirilmişim gibi bakıyorsun?"
Sağ elinin işaret parmağı titrek bir şekilde havalanıp arkamdaki açık mezarı işaret ettiğinde "Babanın mezarını mı kazdın yani?"diye sordu. Sanki çok normal bir şeymiş gibi sakince omuzlarımı silktim. "Senin mezarını mı kazmalıydım?"
"Hayır tabiki de!"diye cırladığında diğer eliyle hızlıca ağzına kapattı. "Abla Allah'ını kitabını seversen senin akşam akşam başka işin yok muydu ya?!"
"Niye lan? Bu akşam müsait değil miydi?"