Bildiğin Gibi Değil (+16)
  • Membaca 461
  • Suara 52
  • Bagian 4
  • Membaca 461
  • Suara 52
  • Bagian 4
Sedang dalam proses, Awal publikasi Mei 24
1 bab baru
"Sakın uyuya kalayım deme. Hiç taşıyamam seni." Dedi bu halimi görerek. 

"Niye?" Dedim kelimeyi uzata uzata. "Şişkoyum diye mi?"  

"Sana şişko olduğunu kim söyledi Allah aşkına?" Diye sordu sinirleri bozulmuş gibi. 

Omuz silktim. "Beni gören herkes kilo aldığımı söylüyor. Şişkoyum işte."

"Öyle olsaydı seni taşıyamazdım." Dedi teselli vererek. 

"I-ıı şiskoyum ben. Çok yemek  yerim, hiç spor yapmam. Öküz gibiyim." 

Kaşları çatıldı. "Değilsin Özge." Dedi bastıra bastıra. Çenesini sıktı. Bir şeyler söylemek istiyor ama kendini engellemekte istiyor gibiydi. 

"Şişkoyum diye zorbalıkta gördüm ben. Hiç öyle şişko değilsin deme. Çünkü artık bu kıza ne kadar zayıf olduğunu söylemeniz kesmiyor. Hep kilo vermek zorundaymış gibi hissediyor."  

Direksiyonu tutan ellerini direksiyonu öyle bir kavradı ki parmak boğumları bembeyaz kesildi. "Kim?" Diye sordu sinirli olduğu halde sakin çıkarmaya çalıştığı sesiyle. "Kim diyor sana bunu?"
Seluruh Hak Cipta Dilindungi Undang-Undang
Daftar untuk menambahkan Bildiğin Gibi Değil (+16) ke perpustakaan Anda dan menerima pembaruan
or
#321tutku
Panduan Muatan
anda mungkin juga menyukai
GECENİN İZİ oleh hisssizyazar
29 Bagian Sedang dalam proses
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
anda mungkin juga menyukai
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
Zorba'nın Özel Asistan'ı  cover
SARKAÇ cover
DİLVAN (Kitap oluyor)  cover
Fındık Tarlası cover
Türk'ün Kızı (Gerçek Ailem) cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
Kocamın Patronu cover
Kara Gül  cover
BUZ DAĞI (Gay) cover

GECENİN İZİ

29 Bagian Sedang dalam proses

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....