Bir Gürültü,Bir Ölüm
Bir İhanet,Bir Bela
Bir Dost,Bir Cinayet
"Kısa Lafın Çoğu,Cinayeti Olmaz"Derler Bana Ama Belalı Batıkan Cinayet Yapmayı ve Birisini Öldürmeyi Çok Severdim Bunun Sebebi İse Benim Zevkim ve Alıştığım Alışkanlıklar'dı,veya Sakinleştirici İğne,Haplar'dı
Dün bir Arkadaş Grubu Gelmişti : Küçük bir Fikir Geçirmiştim içimden bu Sebebide Şuydu:Onları Öldürürsem ne olurdu,veya işleri nelerdi?veya anlaşılırmı?
Birisini Öldürseniz Ne Hissedersiniz Veya İçinizde Neler Olurdu,Ellerim hep kan ve kelle,bunların sebepleri de benim psikolajim ve yaptğım işti öldürmek,insan eti yemek beni mutlu ve zevk ettiyordu.Kimliğim gözükmesinden hiç korkmazdım,gece olduğu zaman direkt yurt dışına da gidip birilerini öldürürdüm peki o öldürdüğüm kişinin adı neydi? Veya zengin miydi?
Peki bu olaylar ortaya çıkacakmıydı?
Dip Not: Bu Kitap Kötü Davranışlar,Ruh Bozukluğu(Ruh Sağlığını Etkileyebilir)
Not:Bu Kitap Yetişkinler Ve 18 Yaştaki İçin Yazılmıştir.Küçük Yaştakilerin Okumalarını Tavsiye Etmiyorum.
İyii Okumalar
"Soyun!"
"Ne?"
Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster."
Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı.
"Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum.
Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı.
"Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı.
İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum.
Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı.
"Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu.
Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk.
"Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz."
Burada neler olduğunu anlamıyorum.
Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim."
Burada gözlük takan sadece bendim.