"Taehyun...neden?"
"Yapamam Beomgyu. Özür dilerim...gerçekten...özür dilerim. Sadece gözlerini kapat... ve ondan geriye say."
"Beni sevdiğini sanmıştım."
"...üzgünüm..."
Aşkın ihanetini hiç hissetmedi Beomgyu. Kırılmıştı. Hayır, parçalanmıştı. Ancak o yine sevdiğini anlayışla karşıladı. Onu aklında da kalbinde de ihanet olarak kalmasını istemedi. Sadece yanlış anlama olarak düşündü. Sadece koca bir yanlış anlama.
Bu düşünceyle belki de son kez gördüğü bademlere, gülümsedi.
"Olsun. Ben.Seni.Seviyorum."
Odada sadece bir kişinin duyacağı bir fısıltı yayıldı.
"ben de..."
"Bir bilsen ne kadar zamandır şunun hayalini kurduğumu." Şakağıma doğru bir öpücük daha kondurdu. "Seni doyasıya öpüp koklamayı." Ardından yanağıma indi öpücükleri. "Geldin ve beni dünyanın en mutlu adamı yaptın." Dudağımdan da öpüp alınlarımızı birbirine yasladı. "Seni çok seviyorum. Seni senden çok seviyorum."
Bu kez ben dudaklarına ufak bir öpücük bırakıp ayrıldım. "Seni çok seviyorum. En az beni sevdiğin kadar seviyorum seni." Kollarımı boynuna dolayıp yüzümü boynuna gömdüm. Kokusunu içime çektim.
Çok özlemiştim.