Story cover for İS KOKAN KANATLAR by Aleynaasil_-
İS KOKAN KANATLAR
  • WpView
    Reads 8,473
  • WpVote
    Votes 57
  • WpPart
    Parts 5
  • WpView
    Reads 8,473
  • WpVote
    Votes 57
  • WpPart
    Parts 5
Ongoing, First published Jun 01, 2024
Mature
Watpatta İs Kokan Kanatlar adındaki ilk ve tek kurgudur.

🕯🕊

Nefes almayı hiç hissetmedim.
Sanki dünyaya doğmamış, sadece bir zincirin ucunda gözlerimi açmıştım.
Bu dünya... benim için bir yaşam değil, bir tutsaklıktı.

Beni çoktan yakmışlardı.
Kanatlarım alev almış, küle dönmüştü.
Geriye yalnızca yanmış tüylerimin is kokusu kalmıştı.
Yeniden doğamazdım; ben bir Anka kuşu değildim.
Ben, kanatları yanmış bir güvercindim.

Doğmadım ama defalarca öldüm.
Her yanışımda, her düşüşümde küllerimin içine gömüldüm.
Her defasında daha sessiz, daha derin bir yoklukta buldum kendimi.

Kanatlarım is kokardı.
Kimse is kokusunu sevmezdi.
Belki de bu yüzden... kimse beni sevmedi.

Ama şimdi...
Uçmayı unutan, küllere gömülmüş bir güvercin,
karanlığın içinden doğmaya hazırlanıyor.


"Kanatları küllenmiş uçmayı bilmeyen güvercinin yeniden doğuşu..."

 🕊️


[YAŞ FARKI VARDIR!]

Kitabımın tüm hakları saklıdır herhangi bir (ç)alma durumunda gerekli mecralara başvurulacaktır.


Yazma T. : 02.06.24

Yayınlama T.:05.07.24
All Rights Reserved
Sign up to add İS KOKAN KANATLAR to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
MÜJGAN  by nhll__
37 parts Ongoing Mature
🥀💔 "Ben gidiyorum Berfan. Bir daha dönmemek üzere gidiyorum." Kelimeler ağırdı, nefesi düzensizdi. Kalbinin çarpıntısı, göğsünü sıkıştırıyor, nefes almasına bile izin vermiyordu. Boğazındaki düğümü yutkundu ve ekledi. "Tek başıma." Sonda vurguladığı tek nefeslik cümle, bir bıçak gibi Berfan'ın içine saplandı. Yüreğini burkan bir sessizlik çöktü aralarına. "Biz!" diye haykırdı Berfan, gözleri koca bir çığlığı içinde tutmaya çalışırcasına parlıyordu. O tek kelime, yıkılan gururunun enkazında can çekişirken, ayaklarının altına batıyordu sanki. Ama umursamadı, acısını hiçe saydı. "Biz diye bir şey yok. Unut olanları." Acımasızca savurdu bu cümleyi Yusuf Karahan. Sesinde soğuk bir keskinlik vardı. O soğukluk, Berfan'ın içine işledi, iliklerine kadar titremesine sebep oldu. Gözleri kararmıştı. İçindeki öfkeyle birkaç adım attı ve göğsünden sertçe itti. Yusuf'un bir anlığına sendelemesine aldırmadan, gözyaşlarıyla harmanlanan sesiyle haykırdı: "Ne demek yok! Allah'ın cezası, ne demek 'biz' diye bir şey yok?" Nefesi düzensizdi, göğsü hiddetle inip kalkıyordu. "Dün gece... Dün gece benimle birlikte oldun sen!" derken sesi çatallaşmış, titremesi öfkeyle gölgelenmişti. "Sabah gittiğinde 'geleceğim' dedin... Ne değişti, hı? Söylesene, ne değişti de yine benden vazgeçtin?" 🥀 "Göreceksin!" diye tısladı, sesi zehir gibiydi. İki parmağının tırnaklarını birbirine bastırarak devam etti. "Gün gelecek..." Her kelimesi bir intikam yeminiydi. "Seni şu kadar sevmem için bana yalvaracaksın." Baş parmağıyla işaret parmağının arasındaki incecik boşluğu gösterdi. Gözleri, karşısındaki adamı delip geçecek gibi parlıyordu. "Ama ben o gün..." dedi, sesi alaycı bir acıyla titreyerek. "Bırak sevmeyi, senin yüzüne dahi bakmamak için ölmeyi tercih edeceğim!"
DÜĞÜMLÜ by orenda25
55 parts Ongoing Mature
KİTAP FİNAL OLDU!!! Bu bir Düğüm hikayesi... Güneşin, denizin, kuşların aşka düğümlenişinin hikayesi... Kaç gün, kaç ay, kaç yıl geçti. Beni bir çift yeşil göze tutsak edip, ruhunu kalbime düğümleyip gideli? Çocuk kalbimin vermiş olduğu hevesle bir şey yaptım. ASLA yapmam dediğim bir şey! Ona ulaşabileceğim en saçma yolu seçtim. Ya da seçtirildim! Aşk insana neler neler yaptırırmış? Aklını alır, sallar, çarpar, acıtır aynı zamanda kahkaha attırır, hüzne bulanmış sevinçler yaşatırmış... Bana ise yurt odamda, canım kadar sevdiğim iki yarenimle ilk mesajı atmayı uygun gördü. ✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨✨ "Yeter lan yeter! Buramıza kadar geldi ! Başlarım senin aşkının ızdırabına!" "Ama Meyra!" Poşetten çıkardığı telefona alık gözlerle baktık. Ama onun hinlik dolu gözleri kendinden çok emindi. Nazenin elimi tutunca korkusunu anladım. O da benim gibi yaklaşan fırtınanın farkındaydı. "O... O ne?" "Ben oturur bunun gelmişini geçmişini anlatırım da yeri değil. Babannemim üstüne hat aldım. Kaçakçılar çarşısından aldım lan ben bunu! Tipi kayık adamlardan mal isteyen müptezeller gibi kaçak telefon sordum! Kaç günlük yemek paramı Imeal atsınlar diye verdim! Ne diyorsam yapacaksın!!! Şimdi şu senin ünüformalı bıldırcını ava çıkıyoruz! Bağırtısı hiç kimsenin karşısında düşmeyen burnumu eğiyordu. Hızlı hızlı gezen parmaklarına dehşetle baktım. O ise keyifle bana telefonu uzattı. "İlk mesajı attık. Hayırlı olsun gaziler." O gülüş bizi bitirecekti... Ya da yep yeni bir kapıdan geçmem için güç verecekti. Uzattığı telefonu alıp ekrana baktığımda beynimden vurulmuşa döndüm. Canım dediğim kızın bana yaptığını düşman yapmazdı. "Beni bitirdin Meyra! Sen beni bitirdin..." Fısıltım Nazenin'in ürkek bakışlarıyla yanıma yaklaşmasına neden oldu. Ekrana bakan bakışları
NİLDA (BİR BERDEL HİKÂYESİ) by __Zemheri_
35 parts Ongoing Mature
"Çekil önümden." Eseriyle gurur duymalıydı. Zira bu yaşıma kadar böylesine yoğun hissetmediğim bir öfkeyle sınanıyordum. Gözümün önünü bürüyen kan mı karanlık mı bilmiyordum. "Asla! Böyle gitmene izin vermem." Dimdik duruyordu karşımda. Sanki sıradan bir sohbetin içindeydik. "Şakam yok, Ferman. Sana defalarca söyledim, yapabileceklerimi sınama!" Ona doğrulttuğum silahtan korkmuyordu. Ama korkması gerekiyordu. Yüzümde mimik oynamadan silahın sürgüsünü hızla çekip mermiyi atışa hazır hale getirdim. "Beni vuracak mısın? Eğer vuracaksan öldüğümden emin ol yoksa seni asla bırakmam." Gözlerinde ufak bir endişe bile belirmezken bir de bana meydan okuyordu. "Umarım ölmezsin." Silahı milim oynatmadan bütün hislerime rağmen ustalıkla tuttuyordum. Duygularımı gizleyerek bütün soğukkanlılığımla baktım gözlerine. "Gidişimi izlemen sana daha iyi bir ceza olacak. Kendi ellerinle yıktığın oyunda sen de kazanamazsın." "Seni kazanamıyorsam kazanmak da kaybetmek de umrumda değil." Oynadığı bütün bu oyundan sonra bir de beni kazanmayı mı bekliyordu? Belki bu kadar öfkeli olmasam buna gülebilirdim. "Seni son kez uyarıyorum, çekil önümden. Ben senin bildiğin o kadın değilim." Kendim bile kendimi tanıyamıyordum artık. "Namlunun hedefi ölümcül değil!" Gözleri gözlerimden milim oynamıyordu. Niyeti beni daha fazla kışkırtmak mıydı? "Böyle için soğuyacaksa vur, Nilda. Ama seni asla bırakmayacağım." Saniyeler içinde parmağım tetiğe baskı uyguladı. Bir silah patladı, atlar ürktü, kediler kaçacak yer aradı ve Ferman Arnasın kanı Mardin topraklarına aktı. "Sana söylemiştim Ferman Arnas! Bir gün Mardin topraklarına senin de kanın akacak demiştim." ° Benim kalemimden bir berdel yazılsa nasıl olurdu acaba, diye düşünürken bir baktım sahneler çoktan yerini almış, kelimeler art arda dizilmiş, bana bir yazmak kalmış... 07/09/2024 📖
You may also like
Slide 1 of 10
MÜJGAN  cover
Ankara'da Aşık Olmak  cover
Abilerim cover
DÜĞÜMLÜ cover
NİLDA (BİR BERDEL HİKÂYESİ) cover
KIRIK ÇEMBER ( XWÎNDARÎ / KAN DAVASI) cover
ÖMÜR "Tamamlandı" cover
KAR'IN GÜNEŞ'İ cover
MEHİR(Gerçek Ailem) cover
VİSAL (Töre serisi) cover

MÜJGAN

37 parts Ongoing Mature

🥀💔 "Ben gidiyorum Berfan. Bir daha dönmemek üzere gidiyorum." Kelimeler ağırdı, nefesi düzensizdi. Kalbinin çarpıntısı, göğsünü sıkıştırıyor, nefes almasına bile izin vermiyordu. Boğazındaki düğümü yutkundu ve ekledi. "Tek başıma." Sonda vurguladığı tek nefeslik cümle, bir bıçak gibi Berfan'ın içine saplandı. Yüreğini burkan bir sessizlik çöktü aralarına. "Biz!" diye haykırdı Berfan, gözleri koca bir çığlığı içinde tutmaya çalışırcasına parlıyordu. O tek kelime, yıkılan gururunun enkazında can çekişirken, ayaklarının altına batıyordu sanki. Ama umursamadı, acısını hiçe saydı. "Biz diye bir şey yok. Unut olanları." Acımasızca savurdu bu cümleyi Yusuf Karahan. Sesinde soğuk bir keskinlik vardı. O soğukluk, Berfan'ın içine işledi, iliklerine kadar titremesine sebep oldu. Gözleri kararmıştı. İçindeki öfkeyle birkaç adım attı ve göğsünden sertçe itti. Yusuf'un bir anlığına sendelemesine aldırmadan, gözyaşlarıyla harmanlanan sesiyle haykırdı: "Ne demek yok! Allah'ın cezası, ne demek 'biz' diye bir şey yok?" Nefesi düzensizdi, göğsü hiddetle inip kalkıyordu. "Dün gece... Dün gece benimle birlikte oldun sen!" derken sesi çatallaşmış, titremesi öfkeyle gölgelenmişti. "Sabah gittiğinde 'geleceğim' dedin... Ne değişti, hı? Söylesene, ne değişti de yine benden vazgeçtin?" 🥀 "Göreceksin!" diye tısladı, sesi zehir gibiydi. İki parmağının tırnaklarını birbirine bastırarak devam etti. "Gün gelecek..." Her kelimesi bir intikam yeminiydi. "Seni şu kadar sevmem için bana yalvaracaksın." Baş parmağıyla işaret parmağının arasındaki incecik boşluğu gösterdi. Gözleri, karşısındaki adamı delip geçecek gibi parlıyordu. "Ama ben o gün..." dedi, sesi alaycı bir acıyla titreyerek. "Bırak sevmeyi, senin yüzüne dahi bakmamak için ölmeyi tercih edeceğim!"