Antalya, sabahın ilk ışıklarında kıyıya vuran bir cesetle uyandı. Kimin olduğu bilinmeyen bu ceset, koşuya çıkan bir adam sayesinde bulunmuştu. Kıyaya vuran cesetin dış görünümüne bakılırsa, bir kadın bedenine ait olduğu anlaşılıyordu. Görünüşte kadının bir kolu ve bir bacağı yoktu. Adam, cesedi görür görmez sahil güvenliğini aradı.
Sahil Güvenlik: "Sahil güvenliğiyim, size nasıl yardımcı olabilirim?"
Adam: "Ben sahil kenarında bir ceset buldum."
Sahil Güvenlik: "Tamam, öncelikle sakin olun lütfen. Adınız nedir?"
Adam: "Adım Eren Saraçoğlu."
Sahil Güvenlik: "Peki, Eren Bey, cesedi nasıl buldunuz?"
Eren: "Ben sabah koşusuna çıkmıştım. Sahil kenarında koşarken cesede rastladım. Aklıma o an sahil güvenliğini aramak geldi."
Sahil Güvenlik: "Anladım, Eren Bey. İlk olarak sakin olun ve olay yerine kimseyi yaklaştırmayın. Polis 15 dakika sonra orada olacaktır."
Eren, "Anladım, lütfen hızlı olsunlar, korkuyorum" diyerek telefonu kapattı. Bu tür bir olayla ilk kez karşılaşıyordu. Etrafına bakmaya başladı, ancak etrafta çok az kişi vardı. Onlar ya koşu yapıyorlardı ya da yürüyüşe çıkmışlardı. Kimse onun olduğu tarafa bakmıyordu. Ancak, emindi ki polisler sahile gelince herkesin gözü buraya dönecekti ve polis memurları gelince buradan uzaklaşacaktı. Buraya bir daha adımını atmamak kesindi.
Abisi'nin evlenmesiyle sonunda istediğini gercekleştirip kendi evine çıkan sibel başına gelecekleri bilseydi abisi'nin evlenmesine rağmen baba parası yemek için çalışmayı bırak ayrı ev bile tutmamasına sevinir miydi? ya "evim evim güzel evim" dediği evin ona yaşatacaklarını bilseydi ne olurdu? artık onun için yapacak birşey yoktu zamanı geriye alamazdı.Zaman onun için ne gösterecekti bilemezdi ama artık geri dönüşü yoktu. ..
Kötü kalpli bir kadın yüzünden lanetlenmişti o bedeni oyuncak bir bebekti ruhu ise yıllardır o evdeydi tek kurtuluşu lanetli bir aşktı ama kim onu sevebilirdi ki sevse onun için zorluklara katlanır mıydı? kimse katlanamazdı ona göre ya öyle değilse ya onun için bütün zorluklara katlanan biri varsa olabilir miydi?
bütün mutluluğumla evimi temizledikten sonra temizlik malzemelerini koymak için koridorun sağ taraftaki küçük odaya gidiyordum ki bir anda boynumdan tutulup duvara hızla yapıştırılmamla kalbim korkuyla çarpmaya başlamıştım karşımda bir ruh vardı elleri boğazıma sarılı gözleri öyle korkutucu bakıyordu ki boğazım sıkılmasa çoktan cığlığımı basmıştım ben ona korkuyla bakarken o bakışlarımı umursamadan konuşmaya başladı.
"o bebekten uzak dur" demişti ne bebeğinden bahsediyordu ben cevap vermek istesem bile elleri boğazımı öyle bir sıkıyordu ki sesim çıkmıyordu o ise bu durumu önemsemeden cümlesini tekrarlayıp ortadan kayboldu
"o bebekten uzak dur"