"Sis geceleri denizi hükmü altına aldığında, ölülerin adını sayıkladığı tek bir isim olurdu: Ölü Fırtına.
Lanetlenmiş bu isim, yerli halk tarafından korkuyla anılırdı; değil söylemek, duymak bile ıstırap ateşinde yanmaya sebep olurdu.
Ölü Fırtına, yaşarken sebep olduğu yıkımı devam ettirmek için birinin adını söylemesini beklerdi. Kendiyle beraber ölen ruhlar dışında biri adını söylerse, yeryüzüne tekrar gelirdi.
Her kim lanetlenmiş ismi söylerse, ebediyen lanetlenirdi; ancak o lanete hükmetme şansını da elde ederdi. Bu güç, ona istediği her şeyi verebilirdi, tek bir bedel karşılığında.
Bu bedel, sonsuz güçten daha ağır gelir, taşınması imkânsızdır. Bu bedeli ödemek, ölmekten daha beterdir.
Lanetli ruhu ancak başka bir lanetli çağırabilir; bu bedeli ancak başka bir lanetli ödeyebilir."
Uyuyan bir halk, gücü kötüye kullanan bir kral, çocuğuna ihanet eden bir kraliçe, herşeyden habersiz bir bebek yada bir tanrıça?
Ruh alevi bağı suyun ve ateşin aşkı, bu Neharion.
Neharion... eski dilde şu anlama gelir:
'Yanmayı öğrenmiş su' ya da 'gözyaşının alevle birleşmesi.'
Ne ateştir, ne sudur.
O, iki elementin bir diğerine zarar vermeden birlikte var olduğu ilk varlıktır.Neharion, efsanelerde sadece bir kez oluşmuştur:
Bir su lordunun gözyaşı
Bir alev tanrıçasının kalp atışı
DİYAR: Aynı topraklarda üç kadim Halk. Arzenler - havanın vr toprağın çocukları.
Aredyalar - Ateşin Soyluları
Undaralılar - Suyun Sessiz Hafızası
Nadir kedi türlerinden biri olan pars, bir insan bedeni ile bütünleşmişti.
Pars Bera Sarkan.. Yarı insan yarı pars.
Koyu kahverenginde yırtıcı gözlere ve keskin pençelere sahip olarak bir dönüşüm geçirse de özünde bir insandı. Türü gereği vahşi, insan karakterine göre ise sert bir yapısı olan bu pars, tıpkı ismi gibiydi.
Ve bu parsın önüne çıkan bir çift orman yeşili göz, tüm vahşi doğasını alt üst etmişti.
***
03.05.2022
Tüm hakları saklıdır!