Léane, her ırkın kendi krallığının olduğu ama hemen hemen çoğu ırkın tek bir krala bağlılık yemini ettiği bir ülkede yaşıyordu. Ülkesinin kralı diğer krallardan farklı olarak en yaşlısı doğmadan bile önce hüküm sürüyordu. Cadılar, şifacılar, biniciler, yaratıklar, şövalyeler, kahinler daha nice bir çok ırkın yaşadığı bu dünyada Léane bu kralın gizemini çözmek, hakkı olanı almak istiyor ve bunun için önüne gelen tüm fırsatları kullanarak kendini başkente davet ettiriyor. Peki ya başkente geldiğinde ülkenin prensesinde farklılık sezer ve kral hakkında daha kolay bilgi alabilmek için prensesin bedenine gireceği bir plan yaparsa neler olur? "Kendinden ve benden başka kimseye güvenmemen gerektiğini ne zaman anlayacaksın?" diye sordu üstüme yürüyerek. Gözleri kendi ellerim ile yarattığım kırgınlık ve hayal kırıklığı ile doluydu ama bu bana geri adım attırmadı. "Aileler bile aileden olana ihanet eder. Biz seninle aileden de öteyiz. Benden başka hiçbir şeye ihtiyacın olmadığını göremiyor musun?"