"Neden anlatıyorsun bana bunları?", diyorsun belki de. Ama beni dinleyecek çok kişi olsa da, anlayacak tek kalp sensin diye düşünmüştüm.
Gerçi bıktığın için bir yerden sonra bıraktım sana anlatmayı. İlgini de çekmiyordu besbelli, ne diye uzattıysam. Zaten sana bir mektup yazdığımı söylediğimde de ilgini çekmemişti.
Sen bilmezsin ama ben çok mektup yazdım sana, çok şiir anlattım. Bazen çocukça, bazen daha da çocukça hislerimi; ilmek ilmek işledim satırlara.
Sen bilmezsin ama ben yine de bil istedim. Seni sevmiştim. Satırlara sığmadı bazen, kendi içimde konuştum seninle.
Sen bilmezsin ama ben sana hep anlattım. Karşına geçtiğimde dilim lal olurdu, konuşamazdım çünkü. Kağıtlar güzeldi, temizdi.
Ne yazık ki sen temiz değildin. Güzeldin ama için kirli, kötü ve sana söylemeye kıyamadığım daha çok fazla şeydi.
Bu yüzden, sen üç sandalye ötemde telefonuna bakarken ben burada sana hislerimi anlatacağım.
Üzgünüm, seni sevmek istemezdim ama sevdim ve sanırım bu benim sonum olacak.
________________________________
#kısahikaye
#shortstory
Mavi K.
-for g.
Galatasaray teknik direktörünün büyük kızı olan Mayıs, derbide attığı golün ardından sakatlanan yıldız oyuncuya babasının ne kadar üzüldüğünü görünce dayanamaz. Hem babası hem de düşük not aldığı stajının puanını yükseltmek için fakülte hocalarından birisiyle bir anlaşma yapar.
Sakatlanan topçuyu üç ayda sahalara döndürmenin sözünü veren Mayıs, bu sözü verirken Doruk'un ne kadar huysuz bir insan olduğundan habersizdi. Ama kendisi de ondan aşağı değildi.
Ve top kaleye, tam isabet etmişti.