Doğunun bir yabancı için esrarengiz sayılabilecek bir köyündeydim. Tabiri caizse yaratıcının unuttuğu bir köydü. Hâlâ 19. Yüzyıldan kalmıştı. Bunu anlamak zor değildi. Zira köyün otoritesini sağlayan ağa için durumlar öyle değildi. Gözünü hırs boyayan adam,iki kuruş para için yedi ceddini becerecek adamdı. Bir kuruş para için köylüyü süründürürdü. Küçücük çocukların ayakları çıplak tarlalarda çalıştığını gördükçe içim acıyordu. Burada kimin görüşlerini alacaktım ki? Hepsinin yüzünde kalıcı bir esmerlik vardı. Sapsarı saçları olan kıza baktım, korkunçtu. Yüzüme dikkatlice baktı "Ölmek istemezsen,git." Birkaç kez tekrar edip uzaklaştı. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm şey bunu doğruladı. ★ Kurgu 1990'lı yılları yansıtmakta. Gerçeklikle bir ilgisi yoktur. Bazen gerçeklikten uzaklaşacağım,bazen körü körüne şahit olunan şeyleri anlatacağım. Umarım güzel bir kurgu olur. :) ★ KİTABIMDA HİÇBİR ŞEKİLDE BİR TAKLİT, ÖZENTİ SÖZ KONUSU DEĞİLDİR! BAŞKA BİR KİTAP İÇİN BENZETMEYİ KABUL ETMEMEKTEYİM.