Karnındaki açık yaraya baktım endişeyle. "Hayır, hayır. Olmaz!" üzerimdeki tişörtü çıkartıp yarasına baskı yapıyordum. Sadece bir an kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Endişe yoktu, korku yoktu. Sadece beni izliyordu koyu kahve gözleri. Ellerimi tuttu, o an ellerinin soğuduğunu fark ettim. Alnındaki boncuk boncuk terleri onun hem yandığını hem de üşüdüğünü gösteriyordu. "Bırak." Vücudum bir anda hareketlerini kesti.
"Bırak." cümlesini duymazdan geldim ve elimi daha fazla bastırdım. Kanamasının durması gerekiyordu. "Bırak ki senin ellerinde ölebileyim." Gözlerimden bir damla yaş indi yanaklarıma. "Şöyle şeyler söyleme!" Bağırdığımda beni duymamış gibiydi. Ellerimin üzerindeki parmaklarını yüzüme doğru kaldırdı ve kanlı parmaklarıyla yanağıma dokundu. "Bu kadar güzel bir düşman, benim payıma düştüğü için çok şanslıyım." Cümlesini söyledikten sonra parmakları yüzümden ayrıldı ve başı yana doğru düştü. O an kapalı gözleri boğazımda bir yumru oluşturdu ve ben ilk defa bir adamın yaşaması için gökyüzüne yalvardım...
Bu hikayede bolca şiddet ve kan bulunmaktadır. Cinsellik ve tahrik edici sahnelerden veya diğer tür saldırgan içeriklerden hoşlanmayan karın okuması tavsiye edilmemektedir.
Sevgilerimle.
kirikkalplerduragi: Nasıl bu kadar değişebilirsin?
kirikkalplerduragi: Bu kadar kısa sürede nasıl böyle birisine dönüşebilirsin?
kirikkalplerduragi: Bugün ne yaptığının farkında mısın sen?
kirikkalplerduragi: En yakın arkadaşını döverken nasıl gözün böyle kararabilir?
𓆟