Güneşin aya tutulmasıyla tüm denge bozuluverdi bir anda. Güneş bu aşkla büyüdü, güçlendi, olgunlaştı. Aşkının gücüyle ışık hüzmeleri saçtı. O ışık hüzmelerinden iki tanesi de dünyaya düşüverdi. Önce güneşin sıcaklığını teninin kavrukluğunda taşıyan bir adam doğdu. Güneşin oğlu. Bir ateş saklayan yüreğinde, gözleri alev alev yanan bir
adamdı o. O adamın kalbine de ancak güneşin bir başka parçası sızabilirdi. Sızdı da...
Güneşin kızı. Güneşin sarısını saçlarında, aydınlığını gözlerinde taşıyan bu kız hayatını camdan bir fanusa tıkılıp kalmış titrek cılız bir alev olarak geçirmişti. Hayatı boyunca özgürleşeceği, büyüyeceği, ışık s
açacağı günü beklemişti.
Ve sonunda ateş aydınlığa,aydınlık sıcaklığa kavuşacaktı.
ASKIDA
Savaş ağa adlı hikayem ÇİLEM olarak değiştirilmiştir haberiniz olsun.
Bir de yeni okuyanlar için kitap olma ihtimali vardır. Şimdiden söylemek istiyorum.
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum...
"1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak sanması ile gideceksin."
Bunu diyen bir ağaya ne kadar güvenilir ki
Sevgiyi hiç tatmamış bir kız esir olduğu bir ağaya aşık olabilecek mi...
Kalbi kırıklarla dolu 22 yaşında genç bir kız ve Mardin'in aşiret ağası.
Berdele kurban gitmiş iki genç, iki deli yürek...
Her genç kızın hayaliydi beyaz atlı prens, peki ya bu sadece hayallerden ibaret ise.
Kuma kitabı değildir...
6 Eylül 2021
Telif hakları kesinlikle saklıdır.