Aşkın çıkmazına girmiştik nerden bilebilirdik ki büyük enkazımız olacağına güven demişti ama kor olacaksınız dememişti, öyle içten öyle derin sevmiştik ki kime nasıl anlatalım "affetmeyecek misin?" dedi affetmek mi ben değil Allah affetsin diyemedim sustum "git" dedim aklımdan geçen tek kelime bir git kelimesi peki ya yüreğim o ne derdi gitme derdi bırakma derdi yalan söyledim de bana derdi "Mecburdum" neye mecburdun? kime mecburdun? Söylesene beni kor edecek kadar neye mecburdun? "bitti, git" dedim gözlerimi kapatarak bakamazdım ki ona yenilirdim yoksa ona sarılırdım bırakma beni derdim "bu mu son sözün" dedi gözlerimi yavaşça açtım gözlerine baktım bir yıkıma meydan olana gözlerine bilemezdim toprak rengi olan gözleri'nin bana mezar olacağını"nasıl yıktıysan, toparlamadan gittiyse tekrar öyle git üsteğmen mert Türkoğlu" dedim sesimi yükselterek "sen beni öldürdün, sen enkazını görmek için geldin af dilemek için değil" dedim ve devam ettim "değdi mi? yaptıklarınıza değdi mi?" soruma karşı tek yaptığı sessizliğe karışmaktı......