"Unutmak ihanet sayılsın sayılmasın, hatırlamak genzimi yakıyor."dedi genç adam, elindeki içki bardağını defalarca yaptığı gibi dudaklarına getirirken. Güçsüz kaldığı, kamburlaşan omuzlarından belliydi.
"Sende mi unutmak isterdin?"dedi genç adamın karşısında oturan bir diğer genç.
"Asla!"dedi haykırırcasına genç adam ve elindeki içki bardağını sertçe masaya koydu. "Üzüntüsü bırak benliğimi yok etsin, kum tanesi kadar bile bir kısmı silinmesin hafızamdan. Bırak yok olayım onsuzluğun susuzluğunda ama hafızam onsuz salise bile geçirmesin."diye ekledi genç adam.
Gözünden süzülen yaştan haberi dahi yoktu oysa.
"Ağlıyorsun lan!"dedi arkadaşı.
"Ne ağlaması lan!"diye ayağa kalktı genç adam. Saniyeler içinde beyninde dolanan düşünceler onu kalktığı yere geri oturttu. "Geberiyorum lan!"diye haykırdı.
•••
"Hissediyorum."dedi genç kız. " İliklerime kadar hissediyorum onu."diye ekledi.
Özlemişti, neyi özlediğini bile bilmeden...
Gerçek ailem kurgusu!!!
Hep iyi kız tarafından okuduk hikayeleri. Kız iyi niyetiyle yaklaşır ancak ailesi hep ona karşı kötüdür. Karıştırıldığı kız kaldığı ailede travmalar bırakmıştır ve asla sevilmez. Ana karakter kız da bu önyargıları kırmak için çabalar.
Şimdi hikayeyi biraz tersine çevirsek? Kötü sandığımız o kızın gerçek ailesini bulmasını okusak?
Simay Naz Akgül sandığınız o kötü kız. Bu da onun hikayesi.
🤍
"Yaptığın son şey seni bizden kopardı. Her şeyinle seni kabul etmeye çalıştım ama olmadı! Durmadın, her seferinde daha fazla canımızı yaktın!" diye bağırdı annem. Gerçi artık annem değildi değil mi?
"Ben kısasa kısas yaptım hep! Çocukların bana nasıl geldiyse onlara öyle gittim!" Anlamıyordu. Onların yaptıklarına karşı üç maymunu oynuyorlardı.
"Bu yüzden öz kardeşimizi istiyoruz!" Daha fazla izleyici kalmak istemeyen Çınar annemle arama girdiğinde bakışlarım onu buldu. Öz aileme beni kötülemişti değil mi? Bu yüzden rahattı. "Eşyalarını aldın, defol artık evimizden!"
🤍
"Alışkın olmayabilirsin ancak zamanla alışacaksın." dedi arabayı durdurduğunda. Hemen önünde durduğumuz sarı renkli duvarlara sahip evi gösterdi. "Evine hoş geldin kızım."
"Kızım diyorsunuz," dedim evden gözlerimi çekmeden. Ona benim hakkımda hiçbir şey anlatmamışlar mıydı? Nasıl bu kadar içten ve samimiydi bana karşı?
"Başka ne diyeceğim?" dedi şaşkınlıkla. "Kızımsın sen benim."
"Benim hakkımda size anlattıkları şeyleri biliyorum," bakışlarım ona döndüğünde göz göze geldik. "Bana nasıl güveniyorsunuz?"
"Güvenmiyorum." dedi açıkça. "Ancak güvenmek istiyorum. Bu yüzden söylenen her şeye kulak tıkadım ve seni buraya getirdim."