Vazgeçmişti. Elinde var olan her şeyi kaybetmişti. En çok da kendine ayıp etmişti. Tüm bu olanlara o izin vermişti çünkü. Yüreğindeki onlarca yara, sırtındaki onlarca bıçak nereye giderse gitsin peşini bırakmamış hatta ecel gibi çökmüştü her an üzerine. Kim olduğunu ne olduğunu unutmuştu. Unutulmuştu... Peki ya şimdi ne olacaktı? Öylece vaz mı geçecekti? Son bir güçle savaşmalı, hakkı olanı almalıydı. Ama biliyordu. Bu savaş her zamankinden çok daha çetin geçecekti. Ve o hazır olup olmadığını bilmeden ısrarla tuttuğu bir el ile birlikte savaşın en ön safında başladı. Peki, unuttuğu o cesareti tekrar hatırlayacak mıydı? Kaybettiği benliğini tekrar bulabilecek miydi? Dibini gördüğü o kuyudan çıkabilecek miydi?All Rights Reserved
1 part