Bazı kısımlar yer yer gerçek bir hayat hikayesinden esinlenmiştir. Çok değil daha beş dakika önce dudaklarımda peyda olmuş gülümsemeyle,adetâ ruhumu verircesine çaldığım kemanın duvarda parçalanışını izledim öylece.O kadar sert ve acımasızca fırlatmıştı ki çıkan ses odada yankılanıyordu halâ.Çöken omuzlarım ve boğazıma düğümlenen düğümlerle gözlerimi kırıklarından alamıyordum.Ama izin vermedi.Kırdığı,yeteneğimin kırığına bile bakmama izin vermedi. "Oraya değil bana bakacaksın, bana!" Yaptığı yetmiyormuş gibi bir de fütursuzca bağırışı içimi deldi geçti.Elimde olmadan sol gözümden düşen bir yaşla nefret dolu bakışlarımı ona kaldırdım.Omuzlarımı dik tutmaya olan çabamı,eğilmesin,onun karşısında eğilmesin dediğim boynuma,bakışlarıma küçümsercesine baktı.Bu neyin çırpınışı der gibi.Evimde,çatımın altında,daha doğrusu elimin altında,olduğunu unutma der gibi.. Benim sevdiğim adam değildi o.Olamazdı.Aylarca beni incitmekten korkarcasına seven,koruyan,kollayan,saçımın telini bile merhametle okşayan o adamla bu adam aynı kişi olamazlardı.Rolünü o kadar iyi oynamıştı ki,bir şeyleri anlamaya başladığım an her şey için çok geç olduğunu ancak idrak edebilmiştim. Hayatım,hayallerim,yeteneğim,mesleğim,ailem.. her ne varsa hepsi benim bir yanılgım ve aşk diye nitelendirdiğim bir sevginin kurbanı olup gitmişti. Yetişkin içerik!