gizemli bir mektupla başlayan Asya ve Mert'in aşkının öyküsü:
Asya, bir gün posta kutusunda gizemli bir mektup bulur. Mektubun içeriği sadece birkaç satırdır, ancak onun hayatını sonsuza dek değiştireceğini bilmez. Mektubun yazarı kimdir? Neden Asya'ya böyle bir mesaj göndermiştir?
Asya, merakını bastıramaz ve mektubun izini sürmeye başlar. Bu arayış sırasında Mert ile tanışır. Mert, yakışıklı ve gizemli bir adamdır.
Ancak Asya'nın geçmişi de karanlık sırlarla doludur. Bir zamanlar bir ilişki yaşamış ve bu yaşadıkları travmatik deneyim onun ruhunu derinden etkilemiştir. Asya, Mert'e bu acı verici anıları anlatırken, Mert de kendi sırlarını paylaşır...
Bir gün, Asya'nın geçmişteki ilişkisinin Ahmet'in gerçekte kim onu öğrenir
Bu gizemli aşkın içinde, sırların perdesi aralanırken, Asya ve Mert birbirlerine olan bağlarını sorgularlar. Aşk, ihanet ve intikam ..
Asya ve Mert'in kaderi ne olacak? Mektubun geliş sırrı çözülecek mi?
"Soyun!"
"Ne?"
Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster."
Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı.
"Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum.
Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı.
"Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı.
İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum.
Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı.
"Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu.
Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk.
"Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz."
Burada neler olduğunu anlamıyorum.
Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim."
Burada gözlük takan sadece bendim.