Bir zamanlar, gözlerini kapatıp hayal ettiğiniz bir dünya vardı. İki çocuk, evlerinden kaçarak büyüdüler. Maral, içindeki yaraları sarmak için kitaplara sığındı. Alaz ise kara harp okulunda sertleşti, ördüğü duvarlarını yükseltti. Üniversitede yolları kesişti. Maral'ın gözleri, Alaz'ın karanlık dünyasına düşerken Alaz'ın gözleri Maral'ın renklerle dolu dünyasına açıldı. Birbirlerinin yaralarına merhem oldular. Dört yıl boyunca birlikte güldüler, ağladılar, hayatın acımasızlığına karşı omuz omuza verdiler. Ama Alaz'ın mezuniyeti yaklaştığında sessizce kayboldu. Maral, onun ardından bakakaldı. Neden? Ne oldu? Alaz neden gitti? Soruların cevapları yoktu ama hikaye henüz bitmemişti. Yıllar sonra Türkiye'nin gurur kaynağı Bürküt uçak projesinin başmühendisi olarak atanır Maral. Ekibini korumak için özel kuvvetler bir tim ataması yapar ve o timin komutanı Alaz'dır. Kader ağlarını tekrar örer. Maral'ın içindeki aşk, öfke ve kırgınlıkla savaşırken, Alaz'ın gidiş sebepleri onları tekrar bir araya getirebilir mi? Aşk, korkaklığı affedebilir mi? Çocuklukta alınan yaraları iyileştirmek mümkün müdür? Kardeşlik mi yoksa aşk mı önceliklidir? İşte bir zamanların Hüma Kuşu olan "Karanlığın Kuşu" bu soruların cevabını arıyor. Sayfalar arasında, umut ve karanlık dans ediyor. Maral ve Alaz, yıldızların ışığında yeniden buluşacak mı? Bu kitap, aşkın ve korkunun, yaraların ve iyileşmenin hikayesidir. Gökyüzündeki yıldızlar kadar parlak, yeryüzündeki insanlar kadar gerçek. Bu hikayede geçen isimler, olaylar ve yerlerin gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur. Tamamen hayal ürünüdür ve kurgudan ibarettir. Kapak Tasarımı: @dazkakkilininsahibesi
8 parts