Karanlık Suların Avcıları 1: Sislerin Ardında
Denizlerin bilinmeyen köşelerinde sessizce süzülen bir gemi vardır, varlığı bir efsane, mürettebatı ise adeta gölgeler kadar iz bırakmaz. Kaptan Lorenzo Bellini, derin karanlık suların avcısı olarak bilinir. Onun peşine düşen her gemi, sislerin içinde kaybolmuş ve bir daha hiç görülmemiştir.
Genç ve zeki haritacı Alessia Conti, ailesine dair bir sırla denizlere açıldığında, Lorenzo'nun dikkatini çeker. Alessia'nın sakladığı harita, yalnızca Lorenzo'nun arzuladığı kadim bir hazineye değil, aynı zamanda karanlık güçleri uyandıracak kadar tehlikeli sırlarla doludur. Herkesin uzak durduğu lanetli adalara götüren bu yolculukta, Alessia ve mürettebat, denizin derinlerinde yatan efsanelerle yüzleşmek zorunda kalır.
Ancak sırlar, denizin altında gizlenmiş yaratıklardan ve kasvetli sislerden daha tehlikelidir. Alessia, kim dost, kim düşman, anlamaya çalışırken Lorenzo ile istemeden kurduğu ittifak, onu denizlerin gerçek yüzüyle tanıştıracaktır.
Gizem, ihanet ve karanlık güçlerle örülü bu hikâyede, sislerin ardında kalan gerçeği öğrenmeye hazır mısınız?
"Denizin karanlığı, insanınkinden daha derin değil."
Av oyunlarını bilir misiniz? Hani bir ormana hayvanları salarlar, en hızlı avcıyı bulabilmek için. Avcılar için bir zevk ve güç gösterisi olan bu oyun, hayvanlar için özgür olabilmek için bir umuttu. Şansları varsa avlanmazlardı, zaten şansızlarsa çoktan avlanmışlardır. İşte o ormanı Dünya, avları da biz evlenmemiş bakire kızlar olarak düşünün. Peki ya avcılar neydi? Onlar erkekler değildi, seri katiller hiç değildi. Onlar bu dünyadan değillerdi.
Asırlar önce atalarımız gökyüzünün tüm sırlarını açığa çıkarmak için savaşırlarken ve yeni bir dünya arayışına girerlerken bu dünyamızın sonu oldu. Keşfedilen her gezegende yeni bir hayat aradılar ve hep şu soruyu sordular; Başka canlılar var mı? Evet, vardı. Fakat biz onları bulmadık onlar bizi buldu.