O gün, bahçe güneşin altın ışıklarıyla yıkanmış, ağaçlar rüzgarla dans ediyordu. Beyza'nın hayatına ansızın giren Gurur, sıradan bir adam değil, aynı zamanda bilinmeyene açılan bir kapıydı. Beyaz keten gömleği ve etkileyici duruşuyla kalbinin derinliklerinde sakladığı sırları ve arzuları uyandırmıştı Beyza'nın.
Bileğinde onun kaybettiği bilekliğin parıldaması, kaderin bir oyunu muydu? Bakışları kalbinde fırtınalar koparırken, aklında tek bir soru yankılanıyordu: Onunla bir gelecek mümkün müydü?
"Dünya dönüyor ve ben bu döngünün ortasında sadece seninle olmayı diliyorum. Uzattığım elimi tuttuğunda, birlikte hayallerine adım adım yaklaşacağımızı bilmelisin. Dans etmek istiyorsan, dilediğin kadar dans et; çünkü ben, eşin olarak senin en büyük destekçin olacağım. Hayatın ritmiyle uyum içinde, seninle birlikte her adımı atmak, her hayalini gerçekleştirmek istiyorum. Senin mutluluğun, benim de mutluluğum olacak. Birlikte, her düşü gerçeğe dönüştüreceğiz, çünkü senin yanındayken dünya daha güzel dönüyor."