KORUYUCU 2: YENİ DÜNYA

"Esmeye başlayan sert rüzgârın kaldırdığı toz toprak yüzünden refleksle yüzümü kolumla kapattım. Kolumu geri indirirken mezar taşlarının üzerinden doğru süzülen küçük mavi noktaları buldu gözlerim. Her mezardan parlak mavi renkte ateş böceklerini andıran küçük parıltılar çıkıyor, minik bir hortum gibi havada birbirlerinin etrafında dönerek gruplar haline geliyorlardı. İstemsizce Barış'ın elini biraz daha sıkmıştım. "Bunların ne olduğunu biliyorsundur herhalde?"

Endişeli bakışlarını onlardan ayırmadan kafasını olumsuz anlamda salladı. "Hiçbir fikrim yok."

Gruplar halinde üzerimize doğru geldiklerini görünce Barış beni arkasına aldı ama ben tekrar çıkıp yanına geçtim. Gözleri bir anlığına beni bulsa da etrafımıza dağılıp bizi çembere alan yaratıklara geri dönmüştü. Daha yakından bakınca fark ettim ki bunlar parlak mavi renkte küçük kelebeklerdi. Barış'la sırt sırta verdik. Avucunda bir ateş topu oluşturarak karşılık vermeye hazır hale gelmişti ancak tuhaf bir rüzgâr onu söndürdü. Bakışlarımız birbirini bulduğu sırada gözleri endişeyle açıldı ve beni hızla arkasına alarak gücünü kullanmak üzere elini öne doğru uzattı. Korkuyla oraya dönerken oluşturduğum kelebek etkisinin bir felakete yol açabileceği gerçeğiyle vücudum buz kesmişti..."

Alin ve Barış'ın açtığı kapı herkesi heyecanlandırsa da istenmeyen olayları beraberinde getirmiştir. Bu durumdan dolayı sorumluluk hisseden ikili, kütüphanede sorunlarına çare olabilecek eski bir deftere ulaşmayı başarsalar da bu defterde yazanları çözmek öyle kolay olmayacaktır. Güçlerini daha da geliştirerek kötü yaratıklarla savaşmaya devam eden ekibimiz hiç umulmadık sınavları aşmaya çalışırken, kendilerini asırlardır sır gibi gizlenen bir bilmecenin ortasında bulacaklarından habersizlerdir...