Geçmişte, ortaya çıkan gizli bir toplum, kendi çıkarları uğruna bir şehri ikiye böler ve şehirde yarattıkları katliamlarla birçok kişinin ölümüne sebep olurken öksüz çocukları kaçırıp, yeni kurallarla, yarattıkları yeni bir şehirle yeni bir dünya kurarlar. Bu şehir " Hera Şehri " ydi. Hera şehri, yeni, bir neslin başlangıcıydı.
5 yaşında olan Elfin Alesa Gizyas, bu toplumun esirlerinden biriydi. O kaçırılan çocuklardan biriydi. Etrafı son derece korunaklı, yeni kuralları olan yeni bir şehre tek başına bırakılmış, yeni, zorlayıcı eğitimlerle eğitilmiş bir katile dönüştürülmüştü. O artık Elfin değildi. Hera Şehrinde ki adıyla artık sadece Alesa'ydı.
İkiye bölünmüş şehrin, Hera şehrinde doğan hiçbir çocuğun yaşama şansi yoktu.
Yükseliş ve Düşüş'te var olmuş göz yaşları içine akan çocukların şehriydi burası.
Ta ki Alesa, son görevini alıp bir maskeli baloya gidene kadar...
Dikkat!! Bu bu kurgunun içersinde +18 içerikler ve cinayet vardır.
"Tatlı dile, güler yüze
Doyulur mu, doyulur mu?"
Sesli kahkahalar eşliğinde Neşet Babaya eşlik ediyordum, rakı bardağını kafama diktim ardından gözlerim karşı masaya kaydı. Dirseklerimi masaya yasladım, elimdeki rakı bardağını masaya indirdim usulca.
Geldiğimden beri bakışları bakışlarımdan ayrılmayan adama gülümsedim nazlı nazlı. Daha sakin ve yumuşak ve sessiz çıkmaya başladı sesim,
"Aşkınan bakışan göze
Doyulur mu, doyulur mu?"
Kollarını göğsünde bağlamış, bal gözlerin sahibi bana cürretkar bakışlarla bakmaya devam etti, bir ara dudağının köşesi kıvrılır gibi oldu yanımda oturan insanlar umurunda değildi o kendinden emindi. Geceyi onun kollarında bitireceğimden emindi.
***
Hikaye tamamen kurgudur. Gerçek olay ve kişilerle alakası yoktur.