BÜYÜCÜLER DİYARI: SAKLI DÜNYAYA YOLCULUK

Mutlu bir hayat yaşayan Öztürk ailesinin herkesten sakladıkları bir sırları vardır. Bu sır, Caner Bey'in yıllar önce tesadüf eseri bulduğu birçok sembol ve daha önce dünyada görülmemiş bir alfabe ile yazılmış olan şifreli bir kitaptır. Caner Bey'in eşi Gizem Hanım ve onun babası Öktem Bey dışında bu sırra vakıf bir diğer kişi de Caner Bey'in iş yerinden ortağı Tolga Bey'dir. Bu dört kişi yıllardır hayatlarını bu kitapta yer alan şifreleri çözmeye çalışarak geçirmektedir.
Bir gece yarısı Caner Bey, Londra'da düzenlenecek olan bir konferansa katılmak için uçak yolculuğu yapmaktadır. Yaşanan kötü hava şartlarından dolayı uçak düşmekten son anda kurtulur ve dağlık bir araziye sert iniş yapar. Caner Bey ve uçaktakiler yardımlarına gelen kişilerin bilmeden geçtikleri sihirli bir dünyanın büyücüleri olduklarından ve yıllardır kapalı olan geçiş kapısını tekrar açtıklarından habersizlerdir.
Büyücüler diyarında meydana gelen bu olay büyük yankı uyandırır. Bölge bakanı olayı çözmesi için Profesör Mudin'i görevlendirir. Profesör Mudin ve ekibi uçak kazasındaki herkesi sorgular ve yıllar sonra açılan geçiş kapısını yerini bulurlar. Bu sayede iki dünya birbirinden haberdar olur ve birtakım anlaşmalar yapılır. Caner Bey, ailesi, ortağı ve çocuklarının arkadaşları ile birlikte geçiş kapısında Profesör Mudin ve ekibi ile vedalaşmaktayken büyücüler diyarının acımasız kötülerinden Kensas ve çetesinin hain saldırısına uğrarlar. Profesör Mudin ağır yaralanırken elindeki önemli dosyaları bölge bakanına götürmesi için Caner Bey'e verir. Caner Bey, eşi, ortağı ve çocuklar ile birlikte zorunlu bir şekilde geçiş kapısından büyücüler diyarına geçerler.
Bu zorlu macerada onları, peşlerindeki büyücü çeteden çok daha fazlası beklemektedir. Ölüm, onlara her zamankinden daha yakındır.