"Bir insan en fazla ne kadar bekler bilmiyorum ama şunu biliyorum ki, ben seni dört yıl bıkmadan, usanmadan, harama bulaşmadan bekledim Elhamdulillah. Seni hiç görmeme rağmen, Seni sevdim... Seni bekledim...
Rabbim'den sadece Sabir diledim ve bu daraldıkca ibadetle huzura kavuşan gönlüme sabr ihsan eyledi Alemlerin Rabbi. Artık bu hasret yeter değil mi, ey Rabbim'in gönlüme yerleştirdiği hasret tohumum. Hasret çok uzun sürdü, ey gönlümün Âişe'si. Artık bilmedeğim halde hasret kaldığım o kokuna kavuşma zamanım gelmedi? Hasret artık belime yük, gönlüme ağırlık vermeye başladı. Artık Rabbim'in izniyle önce yoldaş'ım, sonra yol'um olurmusun?( Evvel Refîk, Bade'L-Târîk)"
Dört bir yanımızın haramlarla çevrili olduğu bu asırda. Ter-temiz kalmaya çalışan gençler kaç tane kaldı yalnız Allah(c.c.) bilir. Bu hikayede de tam da o gençlerden biri olan Umâr ve Âsiya'ya rast geliceksiniz İnşaÂllah. Bu asrın tarzına değil, farzına uymaya çalışan, Kur'an-ı Kerim'in gölgesinde bir hayat yaşamaya çalışan gençler olan Umâr ve Âsiya büyük bir hasret işerisindedirler ve bu hasret yolculuğun da sizde onlarla birlikte olucaksınız İnşaÂllah.