Biz hayatın kobay çocuklarıyız. Hayat nerede kötü şey varsa üstümüzde denedi bizim. Ne yalan söyleyeyim bazen iyi şeylerde geldi başımıza. Baktı mutluyuz , aldı elimizden , verdi açgözlü
çocuklara. Açgözlüler ya daha fazlasını istediler. Yetmedi, aldıkça aldılar elimizden mutluluğu , boş kalmasın diye elimiz, acılarla doldurdu. Ta ki aşamayacağımız yere gelene kadar. Bırakamadık , zincirliydik onlara. Ya onlar elimizdeyken iki bükülmüş
paramparça edecekti bizi. Ya da onlarla beraber yok edecektik kendimizi. Ben seçimimi yaptım. Galiba bu yüzden Boğaz Köprüsü'ndeyim İstanbul'u Dinliyorum son kez. Biz hayatın şanssız.... hayır hayır şanslı çocuklarıyız. Farklıyız çünkü. Unutma farklılık kusur değildir.
"Sevilmek isterken iliklerine kadar sevgisizliği hisseden herkese..."
(...)
"Senin şımarıklıklarını çekecek bir adam değilim."
Sözleri üzerine gözlerim gözlerinde asılı kaldı. Kelimeler zihnimde bir oraya bir buraya kaçışırken hepsini bir araya toplamak oldukça zor olmuştu. Sakin ol Efsan... Kalbimdeki anlamsız ağrıyı görmezlikten geldim. Çenemi havaya dikip ters ters ona baktım. Giydiğim siyah topuklular sayesinde aramızdaki boy farkı bir kafa mesafesi kadarken gerginlikten kuruyan dudaklarımı ıslatıp onunkiler kadar acımasız olan sözlerimi sarf ettim.
"Bende sana şımarıklık yapacak bir kadın değilim."
Yayın tarihi: 12.05.2024