Benden cevap gelmeyeceğini anlayınca elini uzatmış ve "Ben Alp." demişti. Eline ters ters bakışlar atarken biraz önceki ukalalığı yüzünden tutmayacaktım. Zaten tutma Menekşe günah günah. Bakışlarımı anlamış olmalı ki elini yavaşça geri çekmiş ve "Siz isminiz bahşetmeyecek misiniz?" mahçup olmuş gibi çıkan sesiyle konuşması onun nasıl bir karaktere sahip olduğunu anlamamı zorlaştırıyordu. "Bende Menekşe. Memnun oldum." dememle yüzünde apaçık belli olan bir şaşkınlık belirtmişti. Neye şaşırdı acaba bu kadar? Düşünmeme gerek kalmadan o mistik soruyu sordu. "Çiçek olan Menekşe mi?" Allah'ım çıldıracağım. Gerçekten bu nasıl bir soru. Yani sanki başka bir şeye de Menekşe deniliyormuş gibi sorması tepemi attırmıştı. Zaten bunlarda tip olsa beyin olmuyor herhalde. Bir kaç saniye gözlerimi açıp kapatmış ve karşımda hala şaşkın olan ifadeye bakmıştım. Yazık gerçekten yazık. "Bunu neden sorma gereği duydun. Ben sana ismin dağ olan Alp mi diyor muyum?" ani çıkışımla bir anda bozguna uğrasa da yüzüne bir anda yerleştirdiği ciddi ifade benim de kafamı karıştırmıştı. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Ben bir menekşeyim. Bir alpmenekşesi. Şu zamana kadar sadece babamın ve abilerimin menekşesi olmuştum. Ta ki bu yaza kadar... Yazın başında abilerimle girdiğim bir iddia sonucu bütün yaz boyunca çiftlikte kalmak zorunda kalacaktım. Fakat babamın askerlik arkadaşının oğlunun da bizim çiftliğe gelecek olması durumları biraz değiştirecekti. Nasıl biri olduğunu bilmiyordum ama tanıdıktan sonra ona bağlılığımında artacağını da bilmiyordum. Tabi bu raddeye gelmek için biraz zaman geçecekti ama sonunun güzel olacağını inanmıştım bir kere...All Rights Reserved