15 parts Ongoing Ring sadece bir dövüş alanı değil,
tutkuyla yanan iki ruhun sınandığı bir sahneydi.Ringin etrafında yankılanan tezahüratlar,
kalbin ritmiyle yarışıyordu.
Her yumruk, bir söz kadar anlamlı,
her darbe, bir yemin kadar kesindi.
Göz göze gelince iki dövüşçü,
anlaşılmış bir hikâye gibi sustu kalabalık.
Çünkü burada kelimeler değil,
Güç konuşurdu.
Bir adım geri atmak, bazen bir başlangıçtı,
ve ileri atılan her hamle,
sadece rakibe değil,
kendi sınırlarına karşıydı.
Zafer mi? O yalnızca bir kelimeydi.
Asıl mesele, ring den çıkarken
hala aynı aşkla bakabilmekti hayata.
Yumruklar kadar hisler de sertti.
Boks, bazen bir zafer değil, aşkla verilen bir savaştı.
Ter ve kan, aşkın en saf haline karışıyordu.
Her darbede bir anı, her savruluşta bir hikâye gizliydi.
İlk round, yüreğin korkularla hesaplaştığı andı.
Sonrası, cesaretin ve inancın sınavıydı.
Kimi zaman kaybetmek, kazanmanın en asil yoluydu.
Çünkü ringde yalnızca bedenler değil, ruhlar da savaşırdı.
Ve en büyük zafer, düşerken bile inancı koruyabilmekti.
Ringin ortasında iki yürek çarpışıyordu.
Yumruklar konuşuyor, hisler yankılanıyordu.
Boks, sadece bir dövüş değil,
ruhların birbirine meydan okumasıydı.
Aşk da böyle değil miydi?
Darbelere rağmen dimdik kalmak,
pes etmeden son raunda kadar savaşmak...
Çünkü gerçek aşk, yere düşüp de kalkabilmekti.
Göz göze gelince rakipler,
bazen öfkeyi değil,
sessiz bir anlaşmayı paylaşırdı.
Tıpkı sevenlerin, kelimelere ihtiyaç duymaması gibi.
Boks ve aşk;
ikisi de tutku isterdi,
ikisi de cesaret...
Ve ikisinde de kazanan,
asla vazgeçmeyendi.