Toprak çatlamıştı çığlıklarıyla. Gökyüzü, ay ve simsiyah gece şahit olmuştu ölümünün ilk günlerine. Babasını düşünmüştü en son, ona anlattığı o kırlangıç masalını.
"Kırlangıçların ömrü altı ay sürer, " diyen sesi dolaşmıştı beyninde.
Tam da kırlangıç zamanında katledilivermişti bütün hayalleri, fırtınaya tutulmuştu küçücük bedeni. Henüz 16 yıllık yaşamı bir kırlangıç fırtınasıyla sıcaklarını yitirmişti. Dudakları morarmıştı, buz gibiydi teni. Kalbi ise çoktan çekip alınmıştı yerinden parçalara ayrılarak. Cehennemin ilk günlerinin habercisiydi yaşadığı bu acı. Gülçiçek çok sevdiği kekik kokulu dağlarında ruhunun derinliklerine kadar hunharca katledilirken; örselenmiş acıyla iki büklüm olmuş beyaz teni, herkesin biraz "faili" olduğu "meçhul" bir cinayetti şimdi.
@phaselis70
"Demez mi anası, topallığına bakmadan benim kızıma göz koymuş diye? Der. Bu konuyu bir daha açma anne."
******
"Seni yaktım, kül ettim ruhumda; ama yine bana senin kokun geldi. Meğer ben seni küle çevirirken, ruhum iradesizce kokunu saklamış," dedi gözlerime bakarken. Sözleri dudaklarından her saçıldığında, benim cehennemden farksız kuyularım harlanarak coşkunca alevlendi ve onun sözlerinin ucunu yaktı, tutuşturdu. Yakmalı ya da yanmaya hazır olmalıydım.
GÜL KOZASI İSMİ İLE YAYINLANAN İLK KİTAPTIR.
13.08.2020 tarihinde yayımlanmaya başlamıştır.
HİKAYE ŞAHSIMA AİTTİR. ÇALINMA DURUMUNDA YASAL İŞLEM BAŞLATILACAKTIR...