Vatanın üzerine sis çöktüğünde inlerine çekilirdi çakallar sessizce. Uyumazlardı, korkuyla titrerlerdi. Çünkü bilirlerdi, şimdi kurdun uluma vaktiydi.
İhtiras ve İhtiraz. Birisi kafaya bir silah dayardı, diğeri o silahı çekmek için uğraşırdı.
Söz konusu vatan olunca herkes bir kan, bir ten ve bir beden olurdu. İçteki düşmanın bile dostun olurdu. Senin kalbine nefret tohumları ekenler, vatan deyince tohumların kökünü kuruturdu.
Damarlarında dolaşan kan Türk kanıysa, şanslısındır. O kan damarında coşar, deli cesaretini Türk'e o kan verir.
Damarlarında dolaşan kan, terörün kanıysa işte o zaman vay haline. Çünkü Türk, deli akan kanıyla, o damarı kurutur. Hatta kurutmakla kalmaz, yüzünden renk çekilene kadar akıtırdı o kanı. Yavaş yavaş yapardı bunu. Çünkü ölümün, kansızlar için bir kurtuluş olduğunu bilirdi.
İhtiras, aşırı güçlü istekti. Bir Türk'ün kanında dolanan tek duyguydu. Onu var eden duyguydu.
İhtiraz, korkaklıktı. Kansızların damarında kan yerine akan bir pislikti.
Şimdi gece çöktü. Gök girdi Kızıl çıktı. Türk'ün ihtirası bir vatanınaydı bir de albayrağına.
Türk'ün ihtirası gönlünde vatandan başka bir şeye var mıydı?
....
Kurgunun oluşturulma tarihi; 09/09/2021
İlk yazım tarihi; 01/04/2024
İlk yayım tarihi; 08/07/2024
KİTABIN TÜM HAKLARI BANA AİTTİR. ALINTILAMA, ESİNLENME VE ÇALINTI DURUMLARINDA UYARI YAPILMAKSIZIN YASAL YOLLARA BAŞVURULACAKTIR.
......
#1 karabasan -> 16/07/2024
Dur. Yapma, dokunma.
Dokunma nolur canım yanıyor. Bana gel diyorsun yaram var diye, nasıl geleyim, yaram sensin benim.
Günah mıydı bu? Öyleyse sevdadan mı, davadan mı geçmeliydi?
(Evet efenim yeni bir kurguyla daha karşınızdayım sizleri şöyle alayım..:)