☆☆☆ "Yaşamak, umudu olan insanlar için her zaman daha ilgi çeken bir eylemdir." ☆☆☆ "O da Yasin" Salonun diğer ucunda arkası dönük olan Yasin'i gösterdi. Sesimi biraz yükselterek onun duyacağı şekilde "Yasin Sancak" dedim. Onu zaten tanıyordum. "Siz tanışıyor musunuz?" Soruyu soran bana en son içki teklif eden içlerinde en itici bulduğum çocuktu. Kaslı vücudunu germiş meraklı gözlerle cevabımı bekliyordu. Yasin içki şisesini kafasına dikerken bize dönünce dikkatimi ona verdim. Gözlerimiz anında buluştu. İçimde meydan ateşleri yakan gözleri bu sefer ona olan öfkemi yakamıyordu. Onda değişen hiç birşey yoktu. Giyimi, duruşu, bakışı her şeyi aynıydı. Fark ettiğim tek detay saçlarıydı. Sadece saçları hatırladığımdan daha uzundu. Acı kahve gözlerini bir an bile ayırmadan yürümeye başladı. Onun gözleri dışında her yer bulanıktı. Onun gözlerine bakmaya mecburdum sanki. Hızını hiç bozmadan elinde ki boş olduğunu düşündüğüm içki şişesini yanından geçtiği bir sehpanın üzerine rastgele bıraktı. Adımları sonsuzluğa yürüyor gibiydi. Kendi sonsuzluna benim sonumu yazarak yürüyordu. Aramızda ki mesafeyi kapattığında ellerini iki yanına sürtüp sağ elini ileri uzattı. "Sende İkra olmalısın. İkra Konak" Sanki bir yıl önce hayatıma girmemiş, başımı döndürecek kadar kendine aşık etmemiş ve hayatımın en zor zamanlarındayken beni yarı yolda bırakmamış, sanki benimle hiç tanışmamış gibi uzattı elini. Peki ama neden? O an anladım ki Yasin benim tanıdığım Yasin değildi artık. Zaman yeniden dağıtıyordu kartlarını. Oyun değişiyor, ben değişiyorum. Tavan arasında ki örümcek ağlarının arkasından çıkan geçmişin vurgunu, planları alt üst edecek ama oyunu bozmaya yetecek mi bilemiyorum. Merve Karakaş ☄ -Kör Kurşun adındaki ilk kitap-All Rights Reserved