Arkasını dönüp gitmeye hazırlandığında son silahımı kullandım. Üzerimdeki iddialı geceliği askılarını omuzlarımdan düşürüp çıkardım. Zaten içimde iç çamaşırı olmadığından çırılçıplak kalmıştım. "Karını bu halde mi bırakıp gideceksin?" Yüzünü bana çevirdiği an gözlerindeki şaşkınlığı, arzuyu ve isteği gördüm. Ben de Verda'ysam o bu akşam hiçbir yere gitmeyecekti. "Siktir!" Yönünü bana döndürüp hızla üzerime atıldığında zaferi kazanmanın sevinciyle gülümsedim. Az önce giydiği ceketini çıkarıp hızla belimden tuttu ve dudaklarıma yapıştı. Dudaklarımdaki gülümseme silinmezken arzuyla dudaklarını öptüm. "Sen adama kafayı yedirtirsin kızım." Güldüm. "Yemişsin zaten." Kafasını iki yana sallayıp üzerindeki gömleğin düğmelerine uzandı. "Sayende yavrum." Düğmeleri çözememiş olacak ki iki eliyle tutup yana çekti ve yırttı. Bu hallerini bildiğimden hiç yadırgamadım. Gömleği üzerinden çıkarmadan tekrar dudaklarıma uzandığında ikimiz de cayır cayır yanıyorduk. Demir&Verda Tutkulu ve zorlu aşk hikayesini okumak için tıklayınız.