Eflal Hoca, sınıfının yaz tatilinden sonra ilk dersine girdi. Herkesle konuşup tekrar tanıştı. Sınıfta anlam veremediği bir sessizlik ve eksiklik vardı, Pera. Pera yoktu. Dayanamayıp kızlara sordu. "Pera nerede kızlar, onu göremedim sanki?" Kızlar birbirlerine baktılar sonra da Pera'nın her zaman neşeyle oturduğu yere. Hilal ve Eslem'in gözleri takılı kaldı o sırada, yutkundular ağırca. Hilal sol gözüne firar eden yaşları geri göndermek için camdan dışarıya bakmaya başladı. Hoca cevap beklerken Eslem, "Pera intihar etti," Eflal Hoca anlamamıştı, sınıfın neşe kaynağı diye hatırlıyordu Pera'yı. Eflal Hoca düşünmeye devam ederken Hilal zorlukla konuştu, "B-bizim yüzümüzden hem de." Eflal Hoca tamamen şok olmuştu, bunu beklemiyordu. "Neden?" dedi kızlara. Aslı hemen önünde oturan iki kızın konuşamayacağını anladığında sözü devraldı. "O bize yaşadıklarını anlattı, biz de aptal gibi inanmayıp yalancı dedik," Pişmandı hepsi, Pera'ya o gün inanmadıkları için. Pera'nın ölümüne sebep oldukları için, Pera'ya o gün yalancı dedikleri için, Oysa Pera baldırındaki ve gerdanındaki tüm çizikleri göstermişti onlara. İnanmamışlardı, inanan biri vardı ama onun da aklını çelmişlerdi, Keşke inansalardı Pera'ya.All Rights Reserved
1 parte