"Gitmek istiyorum, " Dedi kadın.
....
"Nereye, " Dedi, sevdiği kadının kahvelerine bakarak. Hayatına gireli çok kısa bir zaman olmuştu ,ama yeri kimsenin alamayacağı kadar derinlerdeydi.
"Senden gitmek istiyorum, " Dedi. Seviyordu. Bunu kabullenmemek için istiyordu gitmeyi, çünkü ona aşık olacağını hiç bilmiyordu. Düşüncelerinden bile....
"Gidemezsin, " Dedi adam. Son derece kararlı bir sesle.
"Hayatıma bir anda girdin, ama bir anda çıkamazsın, " Olanak bile vermiyordu değil mi kadının gideceğine, halbuki düşünse neler çekicekti.
Elindeki ilaçları yere atarak Bağırdı asel. söylediklerini , önce kendine kanıtlamak istiyordu. İnanmak istiyordu, sonra kameri inandırmak istiyordu.
"Neler hissettiğimi mi merak ediyorsun, " Dedi. Gözlerine nefretle bakamıyordu o okyanusu andıran gözlerine nefretle bakamıyordu, çünkü nefret etmiyordu. Seviyordu.
"Evet, " Dedi kamer. Duyacaklarlarından korkmayarak. Çünkü onun bir doğrusu vardı. Hayatına hiç kimse izin almadan giremezdi ve çıkamazdı onun doğruları bundan ibaretti.
"Ayrılmak istiyorum, herşeyden, " Dedi. Çünkü kamer onun herşeyiydi.
"Boş konuşmayı kes yat zıbar, sen uykusuz kalınca iyice saçmalıyorsun, " Bunları şaka manasında söylemiyordu.
Seviyordu. Ve sevdiğine sahip çıkıyordu...
(Tamamlandı)
26 yıl önce karışan hayatlar.
Ailesinin göz bebeği Naz ve ailesini kabul etmeyen Almiranın hikayesi.
Arslanların prenses kızı Naz aslında Biolojik kızları değilse neler olur?
Peki güçlü savcı Naz Arslan bu gerçeği kabul edecek mi?
Almiranın yıllar önce öğrendiği gerçek ortaya çıkmışdır.
Peki şimdi iki genç kız ne yapacak?
Naz canından çok sevdiği abilerinden ayrıla bilecek mi?
Böyle bir şeyi bu iki aileye kim yapmış ola bilir ki?
Tesadüf mü yoksa intikam oyunu mu?