《♡Yasak Aşk♡》
  • Reads 49,936
  • Votes 863
  • Parts 107
  • Reads 49,936
  • Votes 863
  • Parts 107
Complete, First published Jul 28, 2024
UYARI !!!!!!!

Merhaba okurlarım kitaplarıma olan ilginizden dolayı sizlere teşekkür ederim hepinizi seviyorum.  Lakin bu kitabımda adı üstünde YASAK AŞK ve bölümler cinsel içerikli ve aldatmalar olmaktadır . Bazen hayattan gerçek hikayelerden esinlendim bazı yerleri kurgudur.  Bazı okurlarıma sesleniyorum eğer hoşunuza gitmiyorsa yada kötü yazıyorsam affedin geliştirmeye çalışıyorum halen kendimi okumayabilirsiniz.... 

İlginiz için teşekkür ederim hepinize...
Birde Türkçem çok iyi olmadığı için bazen yazarken yazım yanlışları yapıyorum ve gözümden kaçıyor bu yüzden de kusura bakmayın 🫠
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add 《♡Yasak Aşk♡》 to your library and receive updates
or
#16aldatma
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
35 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
BENİMSİN! by damla_psbyk
19 parts Ongoing
-Yeter artık...yeter! Gecenin esir almış karanlık sokağında avazı çıktığı kadar bağırıyordu genç kız. Karşısındaki genç adam ise onun aksine çok sakin bir şekilde; -Kaç ,belkide bu son şansındır... Bunu o kadar sakin bir şekilde söylemişti ki fırtına öncesi sessizliğe benzetti genç kız,arkasına bakmadan koşmaya başladı dediği gibi ilk ve belkide son şansıydı. Ne kadar koştuğunu bilmese de ayakları artık yenilgiyi kabul etmiş gibi yavaşladı.Koşturmaları adımlara adımları ise yavaş yavaş yürümesine sebebiyet olmaya başlamıştı. Ne olursa olsun düşmemeliydi onun cehennemine. -Artık zaman doldu. Benden kaçamazsın ve bundan sonra emin ol buna bile cesaret edemeyeceksin! Adamın sert sesi tüm mahallede yankılanınca genç kız arkasına baktı. Gecenin karanlığında mahallede bulunan titreyen ışıkta bile gözlerindeki alevi görüyordu genç kız. Korkuyordu... -Çok bile bekledim... Bu güzelliğinden beni mahrum ettiğin için seni zor günler bekliyor küçüğüm. Artık ayakları dayanamadı ve kendini yere bıraktı... -Lütfen yalvarırım bırak beni...lütfen. Kızın yalvarışlarını duymuyordu genç adam. -Asla... Asla bırakmam seni. Genç adam son sözlerini söyledikten sonra yorgun olan küçük bedeni kucağına zorlanmadan aldı. Kucağındaki küçük bedene , eterli mendili burnuna tuttu ve bayılmasını bekledi. Bayılınca arabasına taşıdı ve son kez baygın olan küçüğünün kulağına fısıldayarak: -Seni asla bırakmam. Ne sen kaçabilirsin ne de ben seni bırakırım. Damla ve Ferman'ın aşkıydı bu... Zor da olsa bu onların hikayesiydi.
Baba Kahin Vanga by cagataysahinerbas
55 parts Complete
1967 yılından ölümüne kadar resmi bir devlet memuru olarak kehanetlerde bulunan Vanga'nın, kehanetlerinin % 80'inin doğru çıktığı saptanmıştır. Bu kehanetlerini nasıl gerçekleştirdiğine yönelik çalışmalar da yıllardır devam etmektedir. Kehanette bulunurken etrafında oluşan enerji alanları, kehanetlerle öteki duyular dışı idrak yetenekleri arasındaki ilişki, beyninin diğer insanlardan farklı çalışıp çalışmadığı ve psikolojik durumu sürekli inceleme altındadır. -Baba Vanga'nın Çocukluk Dönemi Dönemin, Osmanlı İmparatorluğu altında olan Bulgaristan'da (şimdiki konumu ile Makedonya Cumhuriyeti) 30 ocak 1911 de doğdu. Sağlık komplikasyonlar muzdarip olarak bir prematüre bebek olarak dünyaya geldi. Bu yüzden hayatta kalıp kalmayacağı belli olana kadar, yerel geleneklere göre kendisine isim verilmemiştir. Daha sonra hayata tutunduktan sonra iyi haber getiren anlamında Vangelia adı koyulur. Vanga'nın çocukluğu yoksulluk ve imkansızlık içinde geçmiştir. Kardeşinin bakımı ve ev işleri işe uğraşan Vanga'nın, o zamanlar en sevdiği oyun, başka bir odaya bir cisim yerleştirerek, sonra da onu bulmaya çalışmaktır. Gözlerini kapatıp kör taklidi yaparak, cisme ulaşmaya çalışan küçük Vangelina, bu oyunuyla ailesinde endişeye yol açar. -Fırtına Sonrası Gözlerini Kaybetti Hayatındaki dönüm noktası, bir kasırga (bu iddia o zaman meteorolojik kayıtların ya da diğer hesapları ile doğrulanmadı) oldu ve Vanga'yı 2 km uzağa attı. Vanga bulunduğunda gözleri kum ve toz ile kaplıydı, bu yüzden şiddetli ağrıları nedeniyle gözleri açılamadı. Hiçbir iyileştirme çabası sonuç vermedi. Az bir para ile sadece kısmi bir operasyon yapıldı, bu yüzden tekrar görebilmesi mümkün olmadı. Talihsiz kazadan sonra, Vanga'da gözle görünür değişme
You may also like
Slide 1 of 10
GECENİN İZİ cover
Özgürlüğe Düş cover
BENİMSİN! cover
Baba Kahin Vanga cover
Zehirli Dokunuşlar  cover
İMDADIM cover
Esir'im cover
MİHRİMAH cover
Kabullenmek/TAEKOOK cover
Ya"R"üyamsa cover

GECENİN İZİ

35 parts Ongoing

Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....