Yavaş yavaş gözlerini araladı. Uyanmasına sebep olan, gözlerine düşmesini engelleyen kirpiklerindeki ıslaklık, yağmur. Gözlerini kırptıkça kirpikleri gözlerinin ıslanmasına daha fazla engel olamadı. Görme özelliğini yitirmişçesine içinde hafif bir panik hissiyle olduğu yerde doğrulmaya yeltendi, beceremedi. Doğrulmak için destek aldığı sağ kolunun sancısı onu tekrar yerle buluşturdu. İkinci denemesini bacaklarından da destek alarak yaparken koluna ne olduğunu hatırlamaya çalıştı. Doğruldu bu sefer. Etrafa tekrar bakmaya çalıştı. Sokak lambalarının loş ve aciz ışığı fakire verilen beş kuruş kadar değersizdi. Gözündeki sulanma gitmiş, görmesine engel olan tek şey artık karanlıktı. Bir araba görebildi yakınlarda, siyah mı lacivert mi ayırt edemediği renkte, dörtlüleri yanan tek kapısı açık bir audi. Neden burada olduğunu hatırlamaya çalışmanın verdiği sıkıntıdan biraz olsun psikolojik olarak kurtulmak amacıyla sol elini saçlarının arasında gezdirdi.
❝Yüzünü çok sevdim, ödünç alabilir miyim?❞ dedim birden gözlerimi gözlerine dikip. Nasıl olsa bir daha karşılaşmamız pek mümkün değildi, hem bu fırsatı kaçıramazdım hem de bu cesareti bir daha bulamazdım. Ağzımdan çıkan kelimelerin anlamsızlığıyla gözlerini kırpıştırdı.
❝Anlayamadım?❞
❝Yüzün tam hayalimdeki gibi, bir günlüğüne modelim olur musun?❞
Uyarı: Küfür ve argo kelimeler içermektedir.
Bu kurgu tamamen hayal ürünüdür, gerçeklikle hiçbir bağlantısı yoktur.
Slow burn bir hikayedir.
Üniversite #1 / 16.11.2024