(KİTAP OLUYOR!)
"Bazı savaşlar kurban seçmez, yeni hükümdarını yaratır."
Bratva'nın lideri; üç tanrıdan birincisi, ejderhalara,
Caput Serpentis'in lideri; üç tanrıdan ikincisi, yılanlara,
Renascita Ignifera'nın lideri; üç tanrıdan üçüncüsü, ankalara öncülük ederdi.
Bu üç örgüt, Reprisal adındaki büyük bir savaş düzenine bağlıdır. Bratva'da bir "Vor" olan Roman Raskalov, Tanrı'nın tahtını korumakla görevlendirilmiş bir Seraf'tır. Ama yıllar önce, kaderlerin yazılı olduğu Requiem Kitabı'ndan Tanrı'ya ve yardımcılarına ait sayfa kaybolur.
Ne Roman'ın koruduğu Tanrı biliniyordur, ne de tahtın hangi soyla devam edeceği.
Roman, Pakhan'ın taht için seçtiği en güçlü adaylardan biridir. Bir gün işi için geldiği Türkiye'de, babasının adamları tarafından bıçaklanır. Kanlar içinde yığıldığı sokak, yıllardır babasının çalışma odasında asılı duran tablodaki evin bulunduğu sokaktır: Sıfırıncı numaralı ev.
Sıfırıncı numaralı evde yaşayan Mirel, birden fazla işte çalışarak kız kardeşinin tedavi masraflarını karşılamaya çalışan, yirmi iki yaşında genç bir kadındır. Gece geç saatte çıktığı işinden dönerken yolların her zamankinden daha ıssız olduğunu fark eder ve o sessizlikte, bahçesinde kanlar içinde yatan bir adamla karşılaşır.
Kural bir: Bratva'da tesadüf diye bir şey yoktur.
***
"Sana bir teklifim var," Yavaşça öne doğru eğildi. Artık tüm yüzü ışığın altındaydı. Sanırım onu ilk kez bu denli net görüyordum. Bir anlığına onun gibi tehlikeli işlere el süren bir adamın, bu denli güzel olmasına hayret ettim.
"Benimle evlenmeni istiyorum."
***
(Kurgu; yetişkin içerik barındırır. Bunu bilerek başlamanızı öneririm.)
REPRİSAL SERİSİ - Ø
01.08.2024
DÜZENLENİYOR
"Aşk bazen bir dokunuşta değil, kalp ritminde başlar..."
Nazlı...
Aldatılmış, yalnız bırakılmış ama asla teslim olmamış genç bir kadın. Karnında taşıdığı minik kalple yeni bir hayata doğru yola çıkarken, geçmişin izlerini ve geleceğin belirsizliğini Hakkâri dağlarında göğüslemeye hazır.
Savaş...
Adı gibi sert, bakışları gibi soğuk bir asker. Kimseye açmadığı kalbini, bir kadının sessiz gücüne ve doğmamış bir bebeğin tekmesine kaptıracağını nereden bilsin?
Bir karargâh...
Sessizlikle büyüyen bir bağ, söylenmeyen cümleler, dokunulmayan duygular...
Ve o kalp atışı...
Sadece bir bebeğin değil, kırık bir adamla yaralı bir kadının da yeniden başlamasının sesi.
Bu hikâyede kan bağı yok...
Ama can bağı her şeyin üstünde.