Kimsenin birbirinin arkasından konuşmadığı , herkesin birbirini kolladığı , birlikte eğlendiği , birlikte üzüldüğü , komşuluğun ölmediği çocukların sabahtan akşama kadar oynadığı bir mahalle düşünün. Yakamoz Mahallesi .İşte bu güzel mahallenin birde güzel ruhlu bir tarih öğretmeni var : Ahu Yaman. Bu hikaye Ahu'nun hikayesi. Bize katılın, Ahu'nun hikayesini birlikte okuyalım.
''Bize gelen belgeye göre, Ahu hocanız farklı bir okula tayin edilecektir. Daha fazla karmaşa çıkarmanızı, kargaşa koparmanızı istemiyorum. Lütfen sakin olun ve derslerinizi dinlemeye devam edin. ''
Burcu hocanın yaptığı açıklamadan sonra başımı önüme eğmiştim. Sınıfta ilk birkaç dakika süren sessizlik sonrasında Batuhan'ın gür sesi sınıfı doldurdu.
''Başka bir okula tayin edilecek öyle mi ? Ben zaten '' böyle bir hocayı bize nasıl verdiler? '' diye şaşırmıştım. Çünkü biz size göre iyi olan hiç bir şeyi hak etmiyoruz, değil mi? Biz kendilerinden hiç bir şey beklenmeyen çocuklarken o , bize istediğimiz her şey olabileceğini gösteren tek öğretmendi. Bizim için uğraştı. Siz ' liseyi bile bitiremeyecekler , nasılsa bunlardan bir şey olmaz. ' diye tüm kapıları kapatıp çıktığınızda , o bize ışığı gösterdi. '' Sizden de olur dedi. Şimdi bu öğretmeni bizden alacaklarını söylüyorsunuz ve diyorsunuz ki kargaşa çıkrtmayın, sakin kalın ; size inanan tek öğretmeni elinizden alıyoruz ama siz sessizce oturun diyorsunuz, öyle mi ? Öyle yağma YOK!
Batuhan'ın tüm sınıfı inleten sesiyle gözümden bir damla yaş aktı. Okulda kalayım ya da gideyim, fark etmezdi artık. Ben başarmıştım , ben bu çocuklara kendi yüreğimdeki umutla yol göstermiştim. Benim çocuklarım başarmıştı artık vazgeçmeyeceklerdi ; kendileri için çabalayacaklardı. üzüntüden değildi gözyaşlarım , mutluluktandı; en güzel yaşlarımdı bunlar...
Herkes bir şeyi sever ve onu korur. Ben de öyle yaptım. Bugüne kadar onlar benim canımı yaktılar. Şimdi onlar düşünsün. Çünkü asıl kabus şimdi başlıyor... Ben Gökçe Bozkurt kabusun olmaya geliyorum. Sıkı dur...😏😏😏