!..Karanlık zincire vurulsa önce AYDINLANSA DÜNYALARIMIZ..!
Bu dünyaya dair ne varsa yeni bildiğim, hepsi eskise bir bir içimde.Soğuk bir hançer gibi damarlarımı yırtan isyanlarımı çekip çıkarsam kalbimden..Kanayan yaralarımın sancısını bir gül yaprağının sıcaklığıyla dindirsem..Sıcak, buhar buhar yükselirken semaya,ufkun ince çizgisine doğru aşkı soluyarak savrulan mahzun bir kum zerresi olsam..Gülün ayağını kaldırdığı yere, ben bıraksam yüreğimi.. Uzun yolların yorgunluğuna sükut eden bir çehreyle,kafesinden kurtulan bir güvercin misali, tutsaklığı ruhumda elesem,ömrümün bir ucundan diğer ucuna dek koşar adım gülün ateş kırmızısı izini sürsem…
Yalanın ve riyanın gökte yıldızların ışığını söndürdüğü,mum ışığına sürgün düştüğüm vakitleri unutsam..Karanlık zincire vurulsa önce yedi yerinden, sonra eriyip aksa gözlerimden.Gül gölgelerinde oluk oluk kandiller yansa mehtabın titreyen gamzesinde..