Erva, yıllardır Rusya'da yaşayan abisinin ölüm haberini alır, oraya gitmek üzere yola çıkar. Ancak, abisinin ölümünden altı ay sonra bu haberi alması, olayların pek de masum olmadığını düşündürür. Erva, abisinin ölümünü araştırmaya başladığında, ölümünü bildiren kişinin aslında büyük bir mafya lideri olduğunu öğrenir. Bu adam, Erva'ya yardım teklif eder ve birlikte abisinin ölümünün ardındaki sırları çözmeye başlarlar.
Ancak, kısa süre sonra Erva, her şeyin göründüğü gibi olmadığını fark eder. Olayların iç yüzü daha da karmaşıklaştıkça, Erva, her şeyin bir tuzağın parçası olduğunu ve etrafındaki herkesin aslında birer oyuncu olduğunu düşünmeye başlar.
Şüpheler, herkesin üzerine yoğunlaşır ve Erva, abisinin ölümünün ardındaki gerçekleri keşfetmeye çalışırken, tüm dünyasının altüst olduğunu fark eder. Erva, abisinin ölümünü ve bu cinayeti araştırırken, büyük bir tehlike ve gizemle karşı karşıya kalır.
Sırayla okurlarım geliyor; bana soru soranı, kitabı nasıl sevdiğini anlatanı, sohbetten kitabı konuşmayı, heyecandan konuşmayı ve heyecandan sarılmayı bile unutanları...
Sonra, bir şey oldu. Biri geldi. Hiç beklemediğim anda, hiç beklemediğim şekilde hemde. Etrafta duyulan çığlıklar heyecanın ve şokun etkisiyle çoğalmıştı. Şaşkınlık tüm bedenimi sararken, tek yapabildiğim gülümseyerek 'Hoşgeldiniz' demekti...