AY'IN OĞLU
  • Reads 4
  • Votes 2
  • Parts 1
  • Reads 4
  • Votes 2
  • Parts 1
Ongoing, First published Aug 20
Bir efsaneye göre ,  çingene bir kadın kendi gibi çingene olan bir adamla evlenmek ister. Fakat  nedeni  bilinmeyen bir nedenden dolayı kadın adamla evlenemez. Bu duruma çok üzülen kadın,  Ay'ın en güzel göründüğü yere gider ve Ay a gün doğana kadar yalvarır. 'Ne olur Sevgili Ay ben bu çingene adamla evleneyim!' Ay kadının isteğini gerçekleştirebileceğini söyler . Fakat karşılığında kadının doğan ilk çocuğunu ister. Kadın yanlız kalmamak için bu şartı kabul eder.
     Gün gelir , kadın adamla evlenmiş ve Ay gibi parlak yüzü olan bir oğlan çocuğu Dünyaya getirmiştir. Bu çocuğun teni Ay gibi parlak , saçları gözleri ise simsiyahtır. Fakat bir sorun var. Bu çocuk asla bir çingene genlerine sahip değildir. Bu yüzden adam, kadının onu aldattığını düşünür ve kadını dinlemeden evlerinin salonunda öldürür. Çocuğu ise bir dağın en yüksek yerine bırakır. 
      Ay, bu Çocuğa sahip çıkar.
     Bir rivayete göre ; çocuk her mutlu olduğunda Ay dolunay halini alır, üzgün olduğunda ise hilal ve yarım Ay halini alıp çocuğu sakinleştirir. 
       
     Bu hikayeye  bir efsane diyip geçmeyin. Çünkü,  her efsanenin bir gerçeklik payı vardır.
     Evet , bu kara oğlan çocuğu gerçek.  Ama o çingene bir kadının oğlu değil. O   HIJO DE LA LUNA .(ay'ın oğlu)
All Rights Reserved
Sign up to add AY'IN OĞLU to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
34 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
SARRAF cover
Kaybolan Yıllar| Asker & Savcı cover
PİNHAN MAHALLESİ  cover
GECENİN İZİ cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
İMDADIM cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
AMARİS cover
Kara Gül  cover
DİLVAN (Kitap oluyor)  cover

SARRAF

29 parts Ongoing

"Ama bilmelisin; Sarraf tüm değerli taşları satar, bir tek Yakut'u kendine saklar." - Birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı ve korkup uzaklaştığımızda bağımızı yitirdik. Geri döndük, kazanacağımızı sandığımız her an kaybederek inancımızı yitirdik. Birbirimizi yitirdik. Kendimizi bitirdik. Ve geriye, birkaç hatıradan başka hiçbir şey kalmadı; ama onları da anımsayamıyoruz. Çünkü çok sevip de yine yenilmekten korkuyoruz. Fakat onsuz bir savaşın galibi olmak fazlasıyla vahim, bu yüzden onu sevmek- Unutmamam gerekli; birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı...