Eflas Soyarslan, Karadenizin küçük bir köyünde yaşamaktadır. Bu köyde kız çocukları okutulmamaktadır. Eflas ise okumak isteyen bir genç kızdır. Bir gün babası evlendirmeye kalkışınca kaçmaya çalışır. Orada da Ömer Koray ile karşılaşır. Ömer Eflas'a yardım etmek için elinden geleni yapar. Bu süreçte de ikisinde de aşk yelkeni açılır. "Bir kız varmış, Karadenizin en güzel kızı diyorlarmış ona..." Derin bir nefes aldım ve verdim, sonra da gülümsedim. "Bu kız kalemle bir şeyler çizmek, yazmak çok seviyormuş. Daha doğrusu kalemlere aşıkmış. Fakat onun bu yaşadığı yerde kalemle bir şeyler yazmak yasakmış, bir şeyler okumak yasakmış. Daha doğrusu kızlara yasakmış. Bu kızın bir de kız kardeşi varmış, onun için ölümü bile göze alırmış..." dememle arkamı döndüm ve Gökçen'in güldüğünü gördüm, onun bu gülüşüyle ben de gülümsedim. * "Hem Efl mi? O ne demek be?" diye alaya karışık homurdandım. "Eflas, sanki ingilizce isim gibi karmakarışık geldi." "Efl daha zor ama!" " Efl üç harf, Eflas beş harf, ben bu iki harle beraber daha çok vakit kaybı yaşıyorum," demesiyle dudaklarımdan 'hah!'nidası döküldü. "Sen böyle konuşarak vakit kaçırmıyor musun?" diye sordum. "Benim zamanım çok önemlidir, susar mısın artık?" demesiyle neredeyse sinir krizi geçirecektim. "E-f-l-a-s," diye hecelere ayırdım bağırarak. " Eflas. Benim. Adım." "Tamam Efl." "Çıldırtacak mısın beni?" Gülmeye başladı. Tüm hakları saklıdır. Herhangi bir kopyalanma, çalınma gibi durumlarda yasal işlemler başlatılacaktır.