Bir kibrit yak, şeytanı uyut. Cehennemin külleri sana ulaşmadan Cenneti ateşe ver, bahçeleri kurut. ༄ Hiçbir mücadelenin yara almadan bitmediği gibi hiçbir yara da kanamadan kapanmaz. Her yara kendi hikayesini anlatır, her acı da ruhun derinliklerinde bir iz bırakır. Alimi zalime dönüştüren şey nedir? Acının zehrine bulanmış bir yaşam mı? Yoksa hayallerini kırıp un ufak eden bir kadere boyun eğiş mi? Verda ve Kerem... Geçmişin karanlık gölgeleriyle dolu bir kadın; her adımda acıyla yoğrulan, her gün yeniden savaşan, oğluna bir parça umut verebilmek için tüm dünyayı karşısına alacak kadar güçlü bir anne. Ve hayallerinin peşinde, gençliğin enerjisiyle parlayan, doğru yolu bulmak için çabalayan bir oğul. Ekonomik sıkıntılar içinde hayata tutunan Verda, bir gün, fırtınalı yılların ardından yollarının ayrıldığı Ömer'den bir iş teklifi alır. Şimdi, yaşadığı zorlukları ardında bırakıp oğluyla birlikte İstanbul'un derin çukuruna sığınan Verda, farkında olmadan hem kendinin hem de oğlunun kaderinin yeniden yazıldığını izler. Ateş suya, hava toprağa karıştığında, kaderin çarkları dönmeye devam eder. Anne ve oğul için zarlar bir kez daha atılır. Bu, bir varoluş mücadelesi. Bir annenin oğluyla birlikte geçmişin izlerini silmeye çalıştığı, geleceğin bilinmezliklerine doğru attığı cesur adımların hikayesi.